eve gelen misafirin 5-6 yaşındaki çocuğu sıkılmış odaları dolaşmaktadır. Sıra double cross'un odasındadır. double cross bilgisayarın başında takılmakta, zaman öldürmektedir.
-*tık tık*
+eöö girin?
-*çıkırt* senin yanında durabilir miyiiiim?
+ee dur.. da neden ki?
-babamlar salonda konuşuyolar, sıkıldım.
+hmmz peki. ismin ne senin?
-ece.
+burda da sıkılırsın ama sen. Al televizyon izle o zaman. (kumandayı uzatır)
(bir süre geçer, ufaklığın izlediği şaka programı biter. o sırada bilgisayarda muse çalmaktadır.)
-ablam da bunları çok seviyo.(bahsettiği ablası o gece ortamda yoktur)
+neleri?
-o müzikleri. ama o metallica da seviyo.
+güzelmiş.
-var mı sende?
+ne var mı?
-metallica. var mı?
+olmaz mı.
-açar mısın? lütfeeen.
+ee.. metallica mı dinlemek istiyosun gerçekten?
-Evet!(hevesli hevesli zıplıyor)
+(içinden vay anasını çekerek the four horsemen açar)
-(hiç konuşmadan pür dikkat şarkıyı dinler.)
(5 dakika sonra)
-bu sopalar ne?
+baget.
-ne işi yarıyor?
+(sabır..) davul çalmaya ececim.
-hii, çalabilir miyiiiiim?
+hehheh davulum yok malesef.
-o zaman ben de gitarını çalayım? (kanatsız melek masumiyetinde, ama bir yandan da gözünü odanın köşesinde duran döküntü klasik gitara dikmiş, çakal gibi kesiyor)
+biliyor musun çalmasını ececim?
-hayır, ama bilebilirim!(error)
+peki.
-biz seninle arkadaş olalım!
+tamam.
-sıkıldım, gidiyorum ben içeriye, ama yine gelicem. (bkz: tekrar görüşeceğiz kaplumbağalar)
+peki tatlım.