--spoiler--
köpek gibi aşığım. bildiğin köpek gibi. sırılsıklam. herkes biliyor. sevdiğim kız da dahil olmak üzere. ve istisnasız herkes bana başka gözle bakıyor. nasıl gözle? şu gözle;
dediğim gibi, sırılsıklam aşığım. yatıyorum o, kalkıyorum o, yemekte, uykuda, her şeyde o.
sabah kahvaltı yapmamışım, gün boyu aç dolaşmışım, tam akşam yemeği yemek için oturuyorum, birden aklıma geliyor,-aklımdan çıkmış iki dakikalığına nasıl olmuşsa- çatal elimden düşüyor. sanki o an ağzıma fermuar takılıyor.
uykum geliyor. düşünmekten uyuyamıyorum. yatakta dönmekten çarşafa dolanıyorum. yatakta sema yapıyorum resmen döne döne.
güç bela uyuyorum ama rüyamda bile bırakmıyor beni. rüyada el ele tutuşmuşuz. beraber geziyoruz. ne oluyorsa birden ayrılıyoruz. ben bildiğim film sahnesi gibi fırlıyorum yataktan. semaya devam.
yolda bir kız görüyoruz, yanımdaki arkadaşlarım eriyip, kızın içine akma hayallerinde feza çıkıyorlar ben başımı eğiyorum.
bu yazdıklarım ufak bir kesit. gerisini siz düşünün.
e insan bu kadar aşık olunca ister istemez, bunu anlatmak istiyor sevdiklerine. paylaşmak istiyor. çünkü seven bilir; sevgi, gerçekten de paylaşılınca coğalır. neyse, ben de sevdiğim, beni anlayabileğine inandığım insanlara anlatmaktan çekinmiyorum sevgimi, aşkımı.
bu arada bunları anlattıklarım beni anlayabileceğini düşündüğüm insanlar. belirteyim. sıradan insanlar değiller. neyse, bunları anlattıktan sonra kimi, ''tamam abi seviyorsun da bu devirde böyle aşk mı kaldı? hem o seni seviyor mu bu kadar?'' tarzı; kimi, ''yapma oğlum ye, iç gez, seviş, eğlen, bırak aşkı, hayatını yaşa tarzı''; kimi, ''ah canımmm, çok üzüldüm yaa'' tarzı; kimi, ''aa hala senin gibiler var mı yaa'' tarzı cevaplar verdiler. kimi de hiçbir şey demedi. kimi güldü, geçti. yani herkesten değişik cevaplar aldım. herkes farklı bir şey söyledi. ama hakkımda yaptıkları yorumların hepsinin ana fikrinde bir takdir edilme durumum oldu.
gelgelelim, yine bu insanların çoğu bu kadar lafa, takdire, övgüye rağmen benim koca bir aptal olduğum kanısında hemfikirler. çünkü bilinçaltlarına bu yerleşmiş. onlar da bunun farkında değiller gerçi. onların suçu yok. çünkü aşık insan her zaman o güçlü görünümünün aksine güçsüz biri gibi tasvir edilmiştir. misal mecnun. mecnun kimdir? çöllerde dolaşan, adı üstünde mecnun yani deli olan biri. ya da ferhat. evet ferhat dağları delmiştir ma şirin e kavuşamadan ölmüştür. keza kerem de bir düğmeye lafını geçirememiştir. neticede bu karakterlerin tümü neticede mutsuz olmuş, biçare insanlardır...
evet, tüm bu karakterler gibi benim de neticede biçare, düşkün, ezik biri olduğumu düşünüyor çoğu. acıma duyguları depreşiyor bu insanların beni görünce. eskiden kimseyi bu denli büyük bir aşka tutulduğuma dair inandıramazdım. şimdi de bu dert çıktı başıma. resmen acınacak halde olduğumu düşünüyorlar ve derdimi dinleyip, derman olmaya çalışıyorlar. yani bana aşık olduğumdan dolayı değil, acıdıkları için yardım ediyorlar.
gelelim bana. artık bu aşk, bu sevgi, bu mecnunluk acı ve ağrı vermeye başladı. yoruldum artık. veonlar*, bu durumu tam da bunu bana karşı delil olarak kullanmaya başladılar. biz dememiş miydik gibisinden.
evet acı çekiyor olabilirim. yorulmuş olabilirim ama mutluyum arkadaşlar. siz benim saf, aptal, düşkün, biçare vs. vs. olduğumu düşünebilirsiniz. düşünün canım, beyninize de filtre takamayız herhalde. di mi? evet, belki gerçekten siz haklısınız. belki aptalım, düşkünüm, biçareyim. ama ben sizin gibi uçurumdan düşeceğime, bir yere tutunmayı seçtim. ve hala düşmedim. kim bilir? belki gün gelir, uzatır elini bana ve çeker beni yukarıya?
--spoiler--
evet bu salak yazıyı yazacak kadar seviyorum, salağım, biçareyim. kendimden nefret edecek kadar aşk böcüğüyüm. ama gerçekten bir şekilde hayata tutunmak istiyor insan. ben de hayata tutunmak için sevgiyi seçtim. çünkü bildiğim tek yol bu. ha ben sevgisiz de yaşarım. bu sevgiyi içimden silip atarım. zor olur evet, bugün atamazsam yarın, yarın atamazsam sonraki gün atarım ama atarım.
ama emin olun ki eski beni mumla arasınız. geride kalan benden korkarsınız. ne size, ne kendime faydam olur. o yüzden dokunmayın. he deyin geçin. bu halimle köpek yavrusundan farkım yok. zararsız, kemiğiyle oynayan bir canlıyım. dokunmayın...