'onu aceleye getiresin diye dilini onunla hareketlendirme! onu toplamak ve okumak bize düşer. o halde biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle. sonra onu açıklamak da bizim işimiz olacaktır.' (kıyamet suresi 16-19)
'... işte allah, size ayetlerini böyle açıklar ki akıl erdiresiniz.' (bakara suresi 242)
'... ayetleri size açık seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz.' (hadid suresi 17)
'... işte biz aklını kullanan bir toplum için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.' ( rum suresi 28 )
'... ayetlerimizi kavrayabilmeleri için nasıl da inceden inceye açıklıyoruz.' (en'am suresi 65)
'işte biz ayetlerimizi böyle inceden inceye açıkliyoruz ki sana: sen gerçekten ders almışsın desinler ve biz de bilen bir topluluğa onu iyice açıklamış olalım.' (en'am suresi 105)
'andolsun, biz bu kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.' (zümer suresi 27)
'gerçek şu: bu kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir öğüttür. bundan sorumlu tutulacaksınız.' (zuhruf suresi 44)
ve bu da şimdilik son ayet olsun;
'(bu) ayetleri muhkem kılınmış, sonra hüküm ve hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan (allah) tarafından 'birer birer açıklanmış' (Fussilet) bir kitap'tır.' (hud suresi 1)
bütün bu verilen ayetlerde ve verilmeyen bir çok ayette kur'an'ın açık ve anlaşılır olduğu vurgulanmıştır.
'tafsil, mufassal, beyan, mübeyyin, beyyine, beyyinat' gibi 'açık, net ve ayrıntılı' olmayı ifade eden yüzlerce ayet varken kur'an'ı nasıl 'anlaşılmaz' olarak değerlendirme gafletine düşeriz?
aklını kullananlar için hakikat sadece kur'an'dadır.