eskiden sevmezdim uykuyu. annem anlatır, küçükken uyumamak için göz kapaklarımı tutar kaldırırmışım yukarı doğru. düşünün ne kadar sevmediğimi uykuyu. ben de hayal meyal hatırlarım yaşıtlarım saat 9-10 gibi yatağa koşarlardı, ben ise en erken 11-12 gibi uyurdum. o da koltukta uyuya kalarak. az taşımışlığı yoktur babamın beni koltuktan yatağıma. yatağa gittiğimi çok gören olmamıştı o yaşlarda anlayacağınız...
ama gelgelelim yaşayamadıklarım ve göremediklerim, yaşadıklarım ve gördüklerimi gölgede bırakmaya başlayınca; gözlerim yıldızlardan çok kaldırımları görünce; benliğim, gönlümü taşıyamamaya başlayınca ister oldum uyumayı. eskiden en fazla 6-7 saat uyuyan ben, 13-15 saat uyur olduğum günleri gördüm. sever oldum uykuyu. artık küçücük yatak sığınak oldu sanki. uyku, başka bir alem. dert, tasa, gam, keder yok. hiçbiri yok. düşünmek mi? o hiç yok. hayat mı? o ne ola ki?..