77.
-
çocukluğumun en güzel anlarını birlikte geçirdiğim çizgi film.
şimdilerde koskoca insan olup para kazanan uyanma özürlü ben, o zamanlar cumartesi
sabahları 9 da başlayan ninjaları seyretmek için, 8:30 da kalkar, kapıcının bırakmış
olduğu ekmek ve gasteyi içeri alır, kendime 1 bardak süt ısıtır,
* vırt zırt derken saati 9 eder tvnin başına kurulurdum.
o anlar benim hayatımın en nadide anlarındandır, hala anlatırken bu mutluluğu yaşıyorum.
en popüler olan donatello ile başlayalım. mor renkli maskesi olup, zekayı temsil ederdi
grupta. biraz filozof bi tarafı vardı. bugün elk.elktronik mühendisi olabilirdi. grubun
en çaresiz kaldığı anlarda yeni bir icat yapar herkesi kurtarırdı. splinter en çok bunu
adam yerine koyar laf anlatırdı.
michelangelo turuncu renkli maskesi, neşeli tavırları, çocuksu hareketleriyle grubun
şoparıydı. april hatun en çok bunu sever die düşünürdüm. hep onu mutlu ederdi çünkü.
çünkü çocuk ruhlu bu neşeli tosbayı pizzadan sonra en çok mutluluk beslerdi.
leonardo ise mavi renkli maskesi ve elinde kılcıyla bir zorro edasında shrederin korkulu
rüyası ben olmalıyım bu üç salaktan çok , aprili ben etkilemeliyim diye düşünedursun,
en çok bizim sınıftaki salak oğlanları etklemiştir kanımca. zira hepsi elinde kılıç ben
leonardo olcaaam diye ortalarda dolanırlardı. evet tespit güzel, zamanın erkek
çocukları, günümüzün kahraman delikanlıları o zamanlar birer leonardo idiler.
gelgelelim çocukların pek dikkatini çekemeyen rafael, aslında büyüklere yönelik espriler
yapan cool ve olgun bir adamdı ve beni en çok da kendine hayran bırakanlarıydı.
kırmızı maskesi ile diğerlerinden pek bir farkı olmasa da onun her ağzını açışında
çevresindekilere yaptığı ve bana yapsa kırılırdım lan diyebilceğim, biraz da yerici
laflar sokardı, zekice ve komik olurdu bunlar.
her birine aşık olunan evrim geçirmiş genç su kaplumbağaları *
yeni nesil bunları bilmediği için fevkalade aşağılıyorum onları bilincimin
en altından.