babamın giresun'da dükkanı var. kendi işyerimden izinli olduğum için babama yardım amaçlı dükkana geldim. babamın da bir huyu vardır. gelen küçük çocuklara ufak sorular sorar, bilirlerse çikolata falan verir.
yine dükkanda sözlükle haşır neşir olurken bir çocuk geldi ve kalem bakmak istediğini söyledi. çocuğa önce kaça gittiğini ve hangi okula gittiğini sordum. Çocuk bana imam hatibe gittiğini ve beşinci sınıfta olduğu söyledi. bende babamın ufak sorularından bir kaç tanesini sordum.
b: sana bir sorayım, bilirsen alacağın kalemi bedavaya veririm.
ç: (gülerek) tamam abi.
b: atatürk, erzurum ve sivas kongrelerine hangi gemi ile gitmiştir.
şıklar: a) bandırma, b)yavuz, c)midilli, d)nusrat
ç: a şıkkı abi.
b : tamam, peki erzurum'da deniz var mı ?
ç: bilmiyorum abi.
çocuk bilmiyorum deyince ona başka bir soru sordum.
b : atatürk hangi yıl doğmuştur ?
ç: yav bilmiyorum atatürk kim, sürekli atatürk sorma abi.
çocuk atatürk kim deyince bi kanım çekildi şerefsizim. tamam insanların atatürk'ü tanıma zorunlulukları yok ama bu çocuk 5.sınıfa giden bir öğrenci ve bedava dağıtılan kitapların en ön sayfasında atatürk fotoğrafı var. kafamda deli sorular. olayı imam hatip'e de bağlamıyorum ki imam hatip müfredatını bilmiyorum. sosyal bilgiler dersinde hiç mi atatürk ismini duymadın be mübarek. hadi duymadın, bandırma gemisini nereden biliyorsun ?
çin'de atatürk ile ilgili ders var. ama bizim velet atatürk'ü tanımıyor. ne oluyor yahu bu memlekette !?