ne suç ve ceza ne de diğerleri. bir başkadır bu kitap.
adamımız hastadır. aslında hasta değildir. çünkü sahip olduğu insanlık gururunu ayakta tutamayacak kadar güçsüz ve zavallıdır. güçsüzlüğünün acısını kendisinden çıkarabilecek kadar da mazoşisttir.
ezilmek, dövülmek için can atar. sosyal statüsü kendisinden yüksek birine yol vermeyerek tatmin olur ve hatta bunu haftalar öncesinden planlarken içten içe bir deha olduğuna inanır. "herkes hayatının bir döneminde kendisini deha sanır" der pessoa.
her şeyi anlamak aptallıktır diyen yeraltı adamının asıl derdi her şeyi anlamak değil de, kendini deha sanan o ortalama insan olduğunun ayırdına varmaktır. nesneyi kendisiyle ilişkilendirmeden düşünemeyen bir zihnin boyundan büyük laflar etmesidir bu.
diğer insanlardan uzaktadır, bu yabancılığını, adlerci psikolojideki bu aşağılık duygusunu yine insanlardan ayrı kalarak ama bir yandan da onların üzerinde olduğunu düşleyerek telafi(compensate) etmeye çalışır. makam sahibi arkadaşlarına sesini çıkaramazken zavallı bir orospunun karşısında egosu büyüdükçe büyür, saatlerce nutuk çektikten sonra başından savar kadını. aşık olamaz, sevemez. kendi üzerine kapanıp düşünmekten dış dünyayı olduğu gibi algılayamaz hale gelmiştir. durmadan bir yorum katar dünyaya. şimdi dünya ona karşıdır, az sonra dünya onun yanındadır.
elbette böyle bir adamın derdi mutluluk değil, hakikat olacaktır. acı çekerek doyum sağlayan bir insanın mutluluk peşinde koşması komik olurdu. hakikat dediği de varolacak bir durak değil, yolcuğun ta kendisidir. peki yolculuk nedir? acı çekmek. işte kendi içindeki kısır döngünün zavallı kahramanıdır yeraltı adamı.