ahlak anlayışını üst bir iradeye bağlayan teistlerin sahip olduklarını düşündükleri ahlak, esasında ana sınıfına giden bir öğrencinin kuralları benimsemesiyle eşdeğerdir.
inanılan din, bir takım kurallar ortaya koyar ve bireyler bu kuralları uygular. peki bu, oluşturulmuş bir ahlaktan ziyade dikta edilmiş bir ahlak olmaz mı? o halde şöyle bir sorun karşımıza çıkar, ki bu da yürek burkucudur; teistlerin bir ahlaka sahip olmadığı; sadece ahlaki bir takım kurallara uyduğu.
otorite kalktığı anda kişiye has ahlak yasalarının da ortadan kalkacağını düşünmek ahmaklıktır. özetle, kendilerinin hayatından din, tanrı gibi kavramlar çıkarılınca birer hırsıza, tecavüzcüye dönüşeceğini bilen teistlerin ortaya attığı saçmalıktır.