eskiden hiç öyle olmadığım ama gitgide içerisine süzüldüğümü hissettiğim insan türü; soğuk insan.
ve henüz çok da olgun sayılamayacak bir yaşta olduğum halde, kendime karşı verdiğim mücadele akıl alır gibi değil. artık her şey çok basit ve klişe geliyor. sevgiyi anlamlandıramıyorum. birini çok sevdiğimde üzüleceğimi önceden biliyorum. hayatı kurgulayarak yaşamak çok kötü. bazı şeyler yaşanırken güzel olduğu halde ben o yaşamanın sonunda acaba ne olacak, nerede olacağız sorusunu düşünüyorum.
ama hayallerim, beni ayakta tutuyor. hiçbir zaman ailemin desteğini yanımda hissetmediğim için kendimi çoğu zaman güçsüz görüyorum. hayat bu kadar basit değil, olmamalı. birilerine fayda sağlamak, birilerine yardakçılık yapmak, birilerinin gideceği yere kadar eşlik edip oradan yola başka virajlara saparak devam etmek olmamalı.
bunlara karşın savunduğum bazı şeyler var, onlar için de yaşıyorum. tek bir kadının, tek bir çocuğun dahi istismara uğramadığı bir dünya inşa etme yolunda bir tuğla da ben koymak istiyorum. iyiliğin zoraki yapıldığı bir dünya güzel olamaz. çocukların öldürüldüğü bir dünya da güzel olamaz. evrensel boyutta düşünen bir insan her şeyi başarabilecek insandır esasen.
soğukluğumu artık insanların samimiyetsizlikleriyle değil, fikirlerimin inşasına yaklaştıkça geçireceğim, bir kediyi severken, bir yaşlıya gülümserken, bir fidan ekerken kim soğuk kalabilir ki?
içimi dökmüş sayılırım,
ve soğuk insanların kalın duvarları vardır zira içlerinde barındırdığı farklı yaşanmışlıkları, farklı yolları ve yitirdikleri duyguları ile ilerlerler, onları tanıyın. önyargı bu dünya için çok fazla.