beşiktaş'ın kazanmak adına top oynayan tek futbolcunun aydın karabulut olduğu karşılaşma.
oftaş beşiktaş'ı iyi okumuştu gerçi okunmayacak bir şey yok ki? beşiktaş'a presi bas, top oynatmazsın. bu kadar basit. pres yaptıktan sonra beşiktaş nasıl olsa pozisyonu ikram eder. sağ olsun gordon baki'yi aratmadı. adam ayağındaki topu rakibe resmen hediye etti, oftaş 2'ye 1 geldi allahtan biraz mallık yaptılar topu kaybettiler, pozisyonun dönüşünde bu defa tandoğan kaptırdı, gordon tır gibi etrafında dönmeye çalışırken golü yedik. ulan arkadanki adam bak, daha topa bakımıyorsun ayıp. gerçi asıl seni "iyi oyuncu" diye getirenlere ayıp. belediye maçında s.ktin hayatımızı, bu maçta da ettin. ulan bu sezon baki ve sen hakikaten hakemlerle beraber şampiyonluğu çaldınız helal olsun.
ertuğrul hoca'nın anlayışına ne demeli peki? delgado kadrodaysa bu adam oynar arkadaş, oyunda öne geçersin 50 olur 60 olur alırsın oyundan -tabi kendisini iyi hissetmiyorsa- yerine sürersin serdar özkan'ı. bu serdar özkan ne işe yarar? kendisini ne zannetmektedir. adam her topta olmak istiyor. holosko'ya neredeyse hiç pas vermedi, holosko gol atıp takımad ön plana çıktığı için çekemiyor onu herhalde. ulan düdük, takımın başarısı önemli. her topu ezdi, her zamanki gibi çalım atma girişimleri başarısız oldu.
aydın 10 numara top oynadı, defansa da geldi, ofansa da çıktı, pozisyon da yarattı, al da at dedi, 30 santimetreden nobre topu dürtemedi.
ertuğrul hoca baştaki oyuncu tercihlerinden, oyuncu değişikliklerine kadar bütün hamleleri yanlış yaptı. fenerbahçe maçındaki kurgusu, sivas maçındaki oyuncu tercihleri ve oyuncu değişiklikleri, bu maçtaki oyuncu tercihleri ve oyuncu değişiklikleri. delgado oyuna giriyor, oyundan alınan oyuncu mehmet yozgatlı hadi buna tamam diyelim, batuhan oyuna giriyor, 1-0 mağlup durumdasın ileride rakiple boğuşan top saklayan adam holosko'yu alıyorsun. önceki maçlarda serdar özkan'ı ön libero oynattığın maçlar oldu. alırsın gordon'u oyundan, koyarsın batuhan'ı ileriye, çekersin serdar adlı topçumsuyu ön liberoya, toramanı çekersin geriye, holosko'yu sağ kanada monte edersin. bunu düşünmek bu kadar mı zor? bir de abartısız 20 defa kaleciye pas verir mi bir büyük takım? ayıptır. ertuğrul efendi bu pres yiyince dağılan kurgusundan sezon başından bu yana vazgeçmedi ya helal olsun. 5 yaşında çocuk görüyor beşiktaş'ın pres yapmadığında rakibine teslim olduğunu, beşiktaş'ın presi yediğinde çıkamadığını ve oyun kuramadığını, sen teknik adam olarak bu 2 elzem konuya çözüm bulamıyorsan o koltukta ne işin var? "futbolcu kardeşlerimiz" edebiyatıyla oluyor mu bunlar?
oyuncu tercihlerin yanlış, oyun kurgun yanlış, oyun sistemin yanlış, oyuncu değişikliklerin yanlış, oyuncu seçmeyi bilmezsin ne kadar kazma yabancı varsa aldırırsın ne işe yarasın ertuğrul hoca?
tabi beşiktaş'ın bu kadar kötülüğünde hakem iyi miydi? hani bir laf var ya "genel olarak iyiydi" ama be mustafa hoca, gözünün önünde nobre'ye penaltı yapılıyor nobre buna rağmen topa vurdu ya, devam. serdar özkan'ın indirilmesi çekme, çelme, vurma hepsi var sen "devam" diyorsun. ha tabi sen de haklısın, geçen hafta iki maçta fahiş hatalar yapıldı ya, ya penaltı değilse değil mi? ya penaltı değilse ertesi gün basın "büyükler kayrıldı" derse değil mi? ulan bu kadar kötü oynuyoruz ama şampiyonluk hakemler tarafından çalınıyor. ulan ne bitmez kinmiş arkadaş. 2004'ten beri ağzımıza sıçtınız yahu. ulan nizami golümüz verilmez, penaltımız verilmez, oyuncularımız haksızca atılır, rakipler ofsayttan gol atar kör olursunuz, rakipler elle gol atar, kör olursunuz, rakipler kendi kendilerine düşerler penaltı verilir. biz "bize de haksız penaltılar verilsin, ofsayttan gol atalım verilsin" demiyorz, adil olun yeter. bıraktık ofsayttan gol atmayı, nizami goller iptal oluyor ulan.
sonuç olarak, beşiktaş ununu elemiş, eleğini asmıştır. yıldırım demirören de en kolay çözümü bularak ertuğrul'un istifasını isteyecektir. ertuğrul maalesef çok fahiş hatalar yapmasına rağmen "yıldo mu, ertuğrul mu?" sorusuna kötünün iyisi olarak "ertuğrul" diyorum.
buradan başta fikret orman, nevzat demir ve hüsnü güreli olmak üzere, mete düren, ibrahim altınsay, affan keçeci'ye sesleniyorum. eğer biriktirebiliyorsanız 40 milyon dolar verin şu tüpçünün parasını def edin, bir daha da kulübün kapısından içeri giremesin. ha o kadar çıkaramıyorsanız, siz yönetime talip olun yeter, bu taraftar size sahip de çıkar, para da bulur.
son söz de taraftara... takım top oynamıyor sen boş da olsa şişe atıyorsun, alın görün mnkym. b.ok var sahaya bir şey atınca kazanıyor değil mi takım? alen'in yokluğu çok belli oluyor. 1 maçlık hasılattan olma + 80.000 lira ceza + maç kaybet + 1 maç dışarda oyna alın iyi halt yediniz. o şişeleri atanların g.ötüne sokmak lazım o şişeleri. sizin gibi -şişeleri atanları kast ediyorum- taraftar olmaz olsun ulan!
artık herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. yıldo'nun düşünmesine gerek yok, onun düşünmesi gereken şey, "istifa dilekçesini dolma kalemle mi yazayım, pilot kalemle mi? siyah renk mi olsun mürekkep, mavi renk mi?" olmalıdır. ertuğrul'un da şimdiden adam gibi oyuncuları izllemesi ve çok acil ders alması gerekmektedir. eğer gerçekten beşiktaşlıysa ve bu sezonki dangalakça yaptığı eylemleri biliyorsa gelecek sezon da beşiktaş'ta bu sezon aldığının yarı fiyatına çalışır.
üzülmez, zan, gordon, baki, yozgatlı bu takımdan acil olarak gönderilmesi gerekenler. serdar gelecek sezona iyi hazırlanırsa takımda kalsın, eğer yok akıllanmazsa anadolu kulübünün birine gönderilip akıllanması sağlansın. aydın sol açık, tello sol bek olsun. defansta toraman'ın yanında çok iyi bir yabancı stoper olsun song gibi örneğin, 2 tane de yedekten girince anında oynayabilecek stoper. cisse'ye alternatif bulunsun hatta oyunu iki yönlü oynayabilen daha iyisi alınsın. forvet hattı bize yeter, varsa gelecek vaad eden 20 yaşında bir çocuk alınsın. 1 tane çok iyi sağ açık alınsın.
tekrar tekrar vermekten bıkmadığım, usanmadığım, bıkmayacağım bakınız; (bkz: tüpçü istifa)
nalet olsun benim içimdeki bu beşiktaş sevgisine, sendeki bu koltuk sevgisine!