otobüslerde özellikle hır çıkartan, bir otobüse 200 kişi binmiş olmanın verdiği zorunluluktan dolayı oraya buraya sıkışan erkek cinsinin istemeden bile olsa kadının arkasında dayıyor pozisyonda olmasına bağırarak tepki veren, şoförlere her zaman kendilerinin "kaptan havalandırmayı açar mısın?" diye bağırıp çağırmalarına sebep olan yaşlı teyzelerle her zaman kendi cinslerinin kavga etmesine sebebiyet veren ve bu saydıklarımın sadece küçücük bir iett otobüsünde gerçekleşmesine olanak sağlayan "kadın özgüveni" karşısında bahsi bile açılamayacak olan eşitliktir kadın-erkek eşitliği. (yazının devamını okumanızı şiddetle taviye ediyorum)
şimdi baktığımız zaman kadınların totosuna pempe eşofmanını çekip, triplenmesini hizmet beklemesini normal karşılar hale gelmiş bir erkek topluluğu ile karşı karşıyayız. aynı kadınlar okul sınıflarında pencereyi açan erkekzadelere "üşüyorum kapat şunu" dediklerinin akabininde erkek cinsinin kendisiyle alay etmesini çekemeyip, "kapat şunu hastayım salak" diye çıkıştıklarını görürüz. kadın öğretmenler feminist olmalarından, erkek öğretmenler abazalıklarından dolayı bunlara ayrıcalık verir. küçüklükten beri ilgi içinde büyütülüp şımartılan kız çocuğu büyüdüğünde kezbanlaşmaya, adeta erkeksavar özellik geliştirmeye mahkumdur.
bu saydıklarımız sadece küçük çaplı sosyal alanlarda gerçekleşmektedir. koca dünyada neler neler bulunmaktadır. bu şekilde büyüyen ve davranmaya meyilli olan kız ve kadınlarımız, son dönemde kadını ön plana çıkartan reklam sektörününde etkisiyle iyice tepeye çıkmaya başlamıştır.
böyle bir insan toplumunda kadın-erkek eşitliğinden bahsedilemez.