her şeyi çok güzel düşünmüş, yalnız ortadoğu'nun kaderinin, ortadoğu'da yaşayanların değil batılı emperyalist devletlerinin elinde olduğunu unutmuş.
sen diyorsun ki bataklıkta gül yetiştirelim, ben diyorum ki bataklığı kurutmadan o gülü yetiştiremezsin.
bataklığı kurutacak gücün var mı?.. yok.
paran var mı?.. bok gibi, ama işte amerika, ingiltere, fransa, kullandırırsa..
sistem yaratacak, eğitim sistemini kökünden değiştirecek bilim adamın var mı?.. var ama hepsi ülke dışında.
teknoloji için yetişmiş bilim adamına ihtiyacın var, ama çoğu üstteki madde gibi, yurt dışında.. keza, o teknolojiyi sana orada yaptırırlar mı?.. hadi yaptırdılar, kullandırtırlar mı?..
mac mahon ile araplar kendilerini ingilizlere sattıklarından beri, ortadoğu manda ile yönetilen bir yer olmuştur. hala da öyledir.
bağımsızlık diyorum bayım, araplar'da öyle bir mantalite yok. boşuna, ortadoğu diye kasmayalım.
bütün bunları ortadoğu nezdinde başaracağın tek bir ülke var, türkiye..
işte burda da, türbanlı bacılarına sokak ortalarında neler yapmıyorlar, gündem 3 yıldır bu.
rönasans gücünü islamiyetten alsın minvalinde bir yaklaşım sezdiğim için söylüyorum bunu da.
şu an politika bu, islamiyetin türkiye'deki rönesans'a en büyük etkisi, türban.. bir diğer etkisi de camii.. ne kadar camii olursa o kadar medeniyete yaklaştığımızı düşünen sığırlar var bu ülkede.. o yüzden bu kadar kasma islamiyet üzerinden de.