tarih her şeyden evvel üzerinde en kolay spekilasyon yapılabilecek eylemdir. öyleki doğru veya yanlışın tam olarak bilinememsinden müteşekkil, her isteyenin her istediği şey,i söyleyebileceği ve devlet resmi ideolojisine göre ve/ya yazanin kişisel histerisine göre yön vereceği bir olgudur. ortaya atılan her idda her teori ispatlanmasi kısmen imkansız oldugundan havada kalacak ve subjektif yorumlara açık olacaktır.
en önemli sorunlardan biride tarihin kişisel kaygılar ve çıkarlar ön planda tutularak yazılıyor olmasıdır. öyleki insanlar bile bile işlerine geldiği şekilede tarihi çarpıtabilmekte gerçekleri yalan yalanları gerçek diye yazmakta bir beis görmemektedirler.
tarih yazımının bir diğer handikapı da tarih yazarken tarihin sadece o an için olan olayla ilgileniyor olmasıdır. bu sistematik bir haa yapmanin kacinilmaz oldugu gercegini bir defa daha serer gozler onune. olayın hangi sartlar altında ve hangi dinamikler golgesinde gerceklestigini bilmeden tarih yazmak acinasi bir yandaslik ve zavallı bir belagattan oteye gidemeyecek calismalardir.
bunun yanı sıra tarihin taraf olmasi olabilecek en kotu şeyden bazıları insanlari etkilemek kin garez ve nefreti koruklemek bir şeyler için azmettirmek-kan davası töre cinayeti vs.- diye sayılabilir. bu bağlamda yapılması gereken elde olan verileri akıl ve mantık süzgecinden gecirmek doneleri sadece bir kaynaktan almaktansa değişik kaynaklardan teyit ettirmek ve olayin olduğu tarih e öncesindeki dinamikleri iyice araştırıp tahlil etmektir.