la migliore offerta italya 2013 yapımı giuseppe tornatore filmi. baş rollerde geoffrey rush, jim sturgess, sylvia hoeks ve donald sutherland var. 7.8 imdb puanına sahip.
yıllar önce kafam dağınık iken izleyip üzerinde hiç durmamıştım ama sonra tekrar izleyince arşivime layik olduğunu gördüm. ilk izlediğimde film hakkında tek bir bilgim dahi yoktu, sadece jim sturgess in varlığı ve yönetmenin tornatore olması beni filme çeken iki etkendi.
--çok ağır spoylır uyarmadı deme--
virgil insanlarla arasına mesafe koyan, prensipleri öncelikleri olan titiz, yalnız varlıklı bir müzayedecidir. yaşamı boyunca kadınlardan ve gönül ilişkilerinden uzak durmuştur. insanlara ve eşyalara dokunmayı sevmediği için eldiven giyip peçete kullanan bu efendi adam kadın tablolarının düşkünüdür. bu tabloları arkadaşı ve iş ortağı billy ile yaptığı zekice çakallıklarla, değerinin çok çok altında elde ediyordur.
virgil claire e ilgi duymaya başlayınca olayı çaktım, film ilerledikçe yanılmadığımı gördüm. yaşlı bekçinin o parçaları virgilin arabasına götürmesi, claire in saçma sapan tripleri vs açık etti her şeyi, ki yönetmenin de isteği bu zaten. virgil tüm içtenliği ile o kıza yardım edip sonrasında aşık olmuşken, filmin sonunda göt gibi kalacağını anlamıştım, yani son benim için surpriz değildi. claire ın aşkına inananlar virgil gibi çok safmış, kız oldukça yapmacık ve sahteydi. virgil çok zeki olsa da, ömrünü gerçeği sahtesinden ayırmaya adasa da, aşk gözünü öyle bir kör etmiş ki, bu zayıf kurgulanmış tiyatroya kandı. oysa başta claire olmak üzere, robert ve kız arkadaşı, eziklediği billy, hatta yaşlı bekçi bile defalarca açık vermişti. ulan yıllarca dışarı adım atmayan kız nasıl iki günde sosyal oldu? evini bırakıp otele taşındı? robertla arkadaş oldu? daha düne kadar kapı arkasından konuşunca bile kriz geçiren kız, dış dünyaya nasıl bu kadar çabuk ayak uydurdu? bu kadarla kalsa iyi, billy robert claire üçlüsünün plan yapmaları, nasıl tanışıp organize olduklarını ve en esasta tabloları kimse görmeden otelden nasıl çıkardıkları büyük bir sır olarak kaldı. açıklanmayan gizemi yüzünden 3 puan kırmak zorunda kaldım, keşke ucundan kıyısından gösterselerdi azıcık.
kafedeki engelli kadın (gerçek claire) başından beri ilgimi çekmişti, bir diğer ilgimi çeken şey, virgilin karakola kadar gelip kapıdan dönmesi oldu. lan insan 500 milyonu aşkın serveti ne diye basit bir şifre ile korur ki? bu kadar zeki iken, bu kadar mal olunur mu arkadaş? ayrıca hırsızların tipi belli adı belli, ver interpole yakalat dimi? ama yok adam akıl hastanesine düşüp, claire in umutsuz aşkına sadık kalmayı seçiyor. tabi polisin bunca serveti nasıl elde ettiğini soruşturacağını bildiği için, hapse atılmak korkusundan karakola gitmemiş olabilir. filmden anladığımız bazı arkadaşların dediği gibi, duyguların da takliti olur deyimi değil. kıssadan hisse şu, "kimseye güvenmeyin! insanlara özelinizi açmayın! özellikle de çok paranız varsa.."
--spoylır bitmiştir okumaya devam--
mantık hataları ve cevapsız kalan sorulardan ötürü 3 puan kırınca filme 7/10 gibi değerlendirme yapıyorum. bunun dışında müzikleri, mekanları, anlatımı ve zarifliği ile çok kaliteli bir yapım. ayrıca sabahın 6 sında bana kol kadar entry yazdırmış ender filmlerden biri, mutlaka izleyin https://galeri.uludagsozluk.com/r/1058598/+