türk kelimesi geçmiyormuş istiklal marşı'nda; allah, cennet, ezan gibi kelimeler geçiyormuş eyvah eyvah...
12 mart 1921'de kabul edilmiş bir istiklal marşı'ndan bahsediyoruz arkadaşlar, bir imparatorluğun yıkılışının ardından, küllerinden yeniden doğarak bir ülke yaratma destanına tanık olunan günler... kurtuluş savaşı destanına tanık olunan günler, türkü, kürdü, lazı, zazası sırt sırta çarpışılan ve tek şu vatan namert yüzü görmesin diye kelle koltukta, hep bir olunan günler... birinci dünya savaşından çıkılmış, istanbul işgal altında (1918), izmir yanıyor o da işgal altında (1919), anadolu isyanlarla boğuşuyor, anadolu'dan gelen yiğitler cephelerde savaşıyor, mustafa kemal atatürk bir vatanın ayakta kalma mücadelesi için anadoluyu geziyor karış karış; kongreler, genelgeler ve halkla kucaklaşma, halkı ayakta tutma mücadelesi... ve 23 nisan 1920 tbmm kuruluyor egemenlik ilan ediliyor, halkın egemen olduğu bir meclis kuruluyor bağımsızlık ilan ediliyor. ve bu bağımsızlık destanını, bu zaferi anlatacak bir bağımsızlık marşı gerekiyor; 'istiklal marşı'.
halkın kazandığı bağımsızlıktan sonra, halkın egemen olduğu bir devletten sonra yine bu halkın bağımsızlık destanını anlatacak bir marş; istiklal marşı. mehmet akif ersoy'un yazdığı ve dönemin milli eğitim bakanı hamdullah suphi tarafından mecliste okunuşu sırasında sık sık alkışlarla kesilen ve oy çoğunluğuyla kabul edilen bir marş.
eğer bir marş halkını anlatıyorsa, onun destanını anlatıyorsa, marşın manevi havasına, bir milletin duygularını ne derece anlattığına, o milletin değerlerini ne kadar yansıtıığına bakılır. ama yok illa arı kovanına çomak isteyenler varsa da onlara şöyle bir açıklama yapılır; ''istiklal marşı'nda türk kelimesinin geçmesi, türklük duygularının övülmesi durumunda ortaya bir sorun çıkabilirdi kürdü, zazası, lazı omuz omuza savaşmış olsalar dahi kendi halklarının isminin marşta geçmediğini gördüklerinde ''iyide abicim biz ne demeye savaştık, onca emek yalnızca türkleri övmek için miydi, hani biz kardeştik bu mudur kardeşlik?'' diyebilirlerdi, türk kelimesi geçtiği anda diğer halkların da isminin geçmesi gerekecekti, onlarında tek tek övülmesi gerekecekti ve tek halk bilinci silinecek, zaten isyanlarla boğuşan anadolunun hazmetmesi zor bir marş halini alacaktı. yeni kurulmuş bir türkiye cumhuriyeti zaten çok farklı halkların bir arada bulunduğu bir devlet olduğundan sıkıntıların doğması kaçınılmaz olurdu. bu yüzdendir ki istiklal marşı'nda türk kelimesinin geçmemesi çok zekice, mantıklı ve bize yakışan bir hal alırmıştır. içinde türk kelimesinin geçtiği bir marş olsaydı şu an bile bir kürt kardeşimiz bu marşı okurken milli duygularına ters tepki yapabilir ve yine sorun olabilirdi.
bu sebeple ve daha sayamadığım bir çok sebepledir ki böyle fuzuli şeylere kafa yormak yerine istiklal marşı'nın o emsalsiz mısralarına girin, derinlemesine okuyun ve ne kadar izzetli bir milletin evladı olduğunuzdan dolayı kendinizle ve ecdadınızla gurur duyun...
''bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.''