dün başıma gelen acı olay. iki gündür moralim bozuk. bisiklet çalınır mı arkadaş? kilitli bisiklet nasıl çalınır arkadaş. hemde tam bu mevsimde. aslında bu kaybettiğim ikinci bisiklet.
gezi parkı eylemleri sırasında kadıköyde kız arkadaşımın evindeydim. kuzenimin bisikletini ağaca bağlamış evde rakı içiyorduk. derken sokaktan koşuşturma sesleri geldi. polisler gençleri kovalıyorlardı. gaz duman kaos. camdan bakmak istediğimde kız arkadaşım komşularım seni görmesin, sorun olur deyince. kafam attı sikerim komşularını dedim. bastım çıktım evden. kuzenimin bisikletiyle grupları ve çatışmayı takip ettim. bazı sokakların köşe başlarında polisler soteye yatmışlardı. bende bisiklet olduğu için sokak başlarını kontrol edip geri dönebiliyordum. bazı gruplar beni takip ederek bahariye tarafına güvenle geçti.
saat 3-4 civarı evime gitmek için boğadan fener stadına doğru sallanırken polislerin boğanın orda durduklarını gördüm. canım sıkıldı. ve onlara bağırdım.
ekmeğinize kan bulaştı, hiç utanmıyor musunuz dedim. aralarından biri gel konuşalım dedi. sen gel konuşalım dedim. bana doğru yavaşça yürümeye başladı. ama bi terlik vardı ortamda. bir süre sonra arkamdaki sokaktan 3 sivilin bana doğru geldiğini gördüm. sıkıştırılmıştım. etrafımı çevirmişlerdi. bisikleti hızlandırıp yanlarından geçebilecek mesafem yoktu. bende bana doğru gelen sivillerin üstlerine doğru koşmaya başladım. birinciden ve ikinciden sıyrılmam kolay olmuştu. ama üçünkü kişi yaptuğım slalomlarında etkisiyle ve yavaşlamam nedeniyle tam karşımda beni bekliyordu. ondan yırtacak gibi değildim. bende kendimi japon pilotların kamikazesi misali üstüne bıraktım. 2 metre sürüklendik. sağlam bi mermiydim adeta * tabii ki beni ortaya almaları çok uzun sürmedi. nasibimde olan dayağı hakkıyla yiyordum. bu konuda yalan söyleyemem. çünkü polisimiz yerde olan bir kişiyi 5 kişi tekmelemeyi hakkıyla yapıyor. sonra ellerimi tuttular. ardından bir tanesi sıvı likid biber gazının bir şisesini hiç acele etmeden büyük bir özenle yüzümde bitirdi. yıllardır verdiğim verginin gerçekten bana bir gün döneceğini biliyordum. biberimi yedim. galiba portakal aroması da vardı içinde.
neyse efenim boğuşma sonucu üstümdeki tşört yırtılmış ve perisan hale gelmiştim. gözümü açamıyordum ters kelepçeli bir halde polis minübüne alındığımda amiriniz kim dedim. dizlerimle gözlerimi silmeye çalışırken. amirleri geldi. benim nolmuş dedi. bakın dedim az önce beni göz altına aldınız ama bisikletim şuan orda yerde duruyor. onu güvenli bir yere koymak istiyorum. dedim. olmaz dedi. o bizim sorunumuz değil.
- polis can ve mal güvenliği için değil mi? siz beni gözaltına aldığınız can güvenliğim size emanet peki mal güvenliği ne olacak? o bisikleti almalıyım.
- biz seni bisikletin üstündeyken mi göz altına aldık dedi.
- hayır
- o zaman bizi ilgilendirmez dedi.
kuzenimin bisikletini böylece kaybettim. ve bisikletinin çalındığını söyleyerek ona yeni bir bisiklet almak zorunda kaldım. ve o bisikletle geçen gün şuan ki takıldığım hatun kişinin evinin önünden çalındı.
acaba tanrı, evren bana bir şey mi anlatmak istiyor. ilahi bir mesaj mı bu?
o kıza takılma, yoksa yaya kalırsın!!!
ben şimdi kuzenime ne diycem. yine bi bisiklet mi alacağım. :(