promosyon fincanları fena değil ama.. hani insanın bi bardağı "bu benim bardağım" diye sahiplenmesi gibi bi durum var ya, evdeki dört beş kupanın hiç birini tam olarak sahiplenememiştim çünkü hangi bardağı bana ait diye etiketlesem sonrasında illa ki kardeşimin ya da babamın elinde görüyordum kupayı..
ama bu bardağı eve getirdiğim anda hem benim için hem de onlar için bu sessiz mücadele sona erdi. işte o an anladım ki aslında bi şeyi sahiplenme sadece insanın kendi fikrince olan bi şey değil, ancak etrafındakiler de o sahiplenilen şeyin o kişiye ait olduğuna kanaat getirirlerse bi sahiplenmeden bahsedilebilir.
kız konusunda da öyle değil mi ya.. benim kafamda bana ait olduğunu düşündüğüm sevdiceğim bana karşılık vermez, hele hele çevremde bi türlü "yenge" statüsü kazanmazsa ben nasıl o kızın yüreğine sahip olduğumu iddia edebilirim.
lan durdurun beni, nescafe'den girdim, nerelere geldim.. oysa sadece kahvesi traş, kupası güzel yazıp gidecektim. bahar geldi ondan herhalde, illa kız konusuna dokundurmadan edemiyorum...