birkaç hafta önce ev taşıdık.
taşınırken eşyaların arasından rahmetli dedemin çantası çıktı, dedim ki ben bunu kullanayım, severim eski eşyaları kullanmayı hem de hatırası var vs vs...
bugün ilk defa o çantayla dışarı çıkmaya karar verdim. çantaya eşyaları koyup, ağzını kapattım.
telefonum, anahtarım, sigaram, param ve bilumum birinci derece ihtiyaçlarım çantamın içinde.
evden çıkmak üzereyim, kapıyı kilitleyeceğim,
çantaya gitti elim ki o da ne;
çantanın iki haneli bir kilidi var!
ve benim delilerce acelem var.
kuaföre gittim derdimi anlatıyorum, bir yandan da bütün kombinasyonları deniyorum, kuaför,
"-e dedene sorsana." demesin mi...
yıllardır gittiğim canım kuaförümün bir aynştayn olması beni nasıl mutlu etti anlatamam. *
sonuç: kapıyı kitlemeden çıktım, kuaföre borcum var ve insanlara rezil oldum.
şifre ise "50" imiş.
sayın dedecim, sorarım sana "50" ne yahu?
kimsenin doğum yılı bilmem nesi değil?