bir nevi new age-teen vakasıdır. fakat ne yalan söyleyeyim insan bu durumu bile arıyormuş ünivesite sıralarında. ne yapıp edip tanışamadığın insanla derste not yazıp tanışmak, kişinin acizliğini gösterse de o hiç öldüremediğin çocuk yanı da ortaya çıkartıyor şerefsizim. ''yoksa kaybettiğimiz çocukluğumuz muydu'' geyiği yapmayacağım. kaçma entry den beni dinle biraz daha. anlatıyorum;
sınavlardan önce bi okula uğrayıp, derse gideyim dedim. girdim sınıfa sadece ''o'' nun yanı boştu. o bana belli belirsiz baktı. bende sallamazcasına oturdum yanında. içimde bir ürperti var ama piçlikten taviz vermiyorum. hoca hangi konuya geçti? sende not var mı? ortalaman kaç? gibi geyiklerden sonra değişik birşey yapıp lise heyecanı yaşamak istedim. not yazacağım ama kağıt yok. cebimde sadece 5 maç için 1 milyon yatırdığım iddaa kuponum var. lan nasıl olsa tutmaz deyip arkasına ''aslında bu ders benim umrumda değil ama iyiki gelmişim'' yazdım. bu sadece karşılıklı not yazma işlemi başlasın diye yazılmış kolpadan birşeydi.
verdim kuponu kıza. aldı baktı şaşkın şaşkın ve konuştu;
- tutmaz bence bu.
+ ne tutmaz anlamadım.
- 127 diyorum. liverpool - arsenal tutmaz.
+ ???
- berabere bitmez o maç. illa ki biri kazanır bugün. ayrıca utanmadan chelsea ye oynamışsın. fener alayına girer.
belli belirsiz baktım yüzüne. gülmek istedim gülemedim. kağıdın arkasını çevir kodumunun kahpesi diyecek gibi oldum ama artık bir önemi yoktu. hemen aldım kağıdı elinden. kalktım gittim. yaşandı bitti saygısızca...
ne yapayım lan ben benim gibi birini. oturup maç izleyip, pes mi oynayayım? iddaa bayilerinde fikret engin ve murat özarı gibi birbirimize mi sataşalım?
koyayım o unuttuğumuz çocukluğa be! herkes iddaa manyağı olmuş, bir duygusallık yaşatmadınız .mına koyum. gelmiyorum lan bir daha okula. ben parka gidiyorum kova ve küreğimi alıp!..