23 sayısının gerçekten takıntı yapılabilecek kadar anlamlara sahip olduğunu fark ettirmiş filmdir. ayrıca şöyle bir hikayemiz de var; tanıdığım bir arkadaş bir kadından hoşlanır. uzun süre sohbet ederler vb. ama açılamaz. bir gece bu filmi izlerken sözkonusu bayanın da online olduğunu görür ve bir punduna getirip ne hissediyorsa söyler. bayan da karşılık verir, hoşlandığını söyler. tabii bu sırada film piç olmuştur, sadece birinci cd yi yarım yamalak izlemiştir. sonra aradan uzuuun zaman geçer, bu süre zarfında arkadaşımız kendisiyle oynandığını aslında karşı tarafın hiç de öyle söylediği gibi hisler beslemediğini anlar. aralarında geçen sms diyaloğunun ardından eteğindeki tüm taşları döker. hatundan cevap gelmez, çünkü söyleyecek sözü yoktur. adam yerden göğe haklıdır. ve bu trafikden sonra filmin ikinci cd sini takar ve devamını izler. sonlara doğru şu diyaloğu duymasıyla irkilir:
- seni seviyorum.
- ben seni sevmiyorum. senin gibi bir zavallıyı kim sevebilir ki?...
vay ananisko, durum aynı... arkadaşım bu olayın ardından 23 sayısına kafayı takar ve bir süre sonra intihara teşebbüse varacak kadar akıl hastası olur. hoşlandığı kadının akıbeti mi? kimbilir... zaten o hiç olmamıştır ki!.. boş dükkana kira ödemiştir saf arkadaşım.