akşam akşam yüreğimi ağzıma getirdiler.. inşallah bi mektup daha gelmez eve.. babam bu sefer ağzıma sıçar işte.. şimdi olay şu arkadaşlar.. anlat anlat diye ısrar ediyorsunuz madem anlatayım..
aslında çok akıllı uslu araç kullanan biriyimdir.. fakaaaat.. yalnız olduğun bazı zamanlar kendimi tutamayıp hız gibi makas gibi trafiği tehlikeye atacak hareketlerde bulunuyorum.. çok nadir de olsa..
geçtiğimiz ayı işsiz olarak tamamlayacağımı düşünürkene ayın ortalarını yeni geçmişken bir haber geldi. görüşmeye çağırıyorlar dedi babam olur dedik gününü öğrendik kalktık gittik.. işle ilgili ortamla ilgili gerekli konuşmaları yaptık.. hazırlanacak evrakların listesini verdiler.. sonra sordu ki adam "sabıka kaydın var mı?" "yok çok şükür değil sabıka kaydım trafik cezam bile yok." dedim. demez olaydım.. son prüzleride halledip kalktık eve geldik. ertesi gün evrakları hazırladım zor zekat. mesai bitmeden de yetiştirmem gerek acelemde var.. trafikte bi sıkışık ki sormayın.. bi ara açıldı trafik. bu seferde önümde bi lavuk 120 hız sınırı olan yolda 70 le gidiyor.. hadi gitsin gitmesine sözüm yokta neden sol şerit? bu güven nedir yani. yapıştım arka tamponuna ani bi fren yapsa ben fren yapamadan bagajındayım.. onuda göze alarak yaklaştım iyice sıkıştırıyorum ki hem makasa girmeyim durduk yere hemde sağdan geçmeyeyim.. bi süre daha böyle gittik lavuk sağa geçti. sinirle nasıl asıldıysam gaza 4, 5 80, 90 110, 130, 140ı görmemle sağda duran gidiş yönünün tersine parketmiş beyaz clio yu görmem aynı saniyeye denk geliyordu.. frene asıldım ama ne fayda.. evrakları verip dönene kadar dua ettim inşallah radar değildir diye.. dönerkende aynı yerden geçtiğimde araç yoktu ufaktan bi sevindim oh radar değilmiş diye ama içim hala kıpır kıpır.. babamı iş yerinden aldım.. o da hiç sevmez trafikten gelen cezayı her seferinde uyarır bu yolda dikkat et buyolda radar var ben bi yedim içime oturdu bak dikkat et falan diye.. neyse babamı aldım işten durumu anlattım.. sonra dedim ki ben radara girmiş olabilirim.. ya da o bana girmiş olabilir.. dedim.. inşallah girmemişsindir ama girdiysende ödersin napalım dedi.. bende proplem yok belkide girmemişimdir ben yinede her şeye hzırlıklı ol diye söylüyorum dedim.. inşallah dedi. konuyu kapattık..
bir hafta sonra..
mektubumuz gelmiş ıraktan.. ben 135 ile girmişim radara.. onlar 199 tl ile girmişler bana.. bi de fotoğraf göndermişler.. sadece elim gözüküyor.. insan daha güzel çeker dimi.. 199 tl o fotoğrafın değeri.. neyse. bir sürü laf söz duyduk gereksiz yere. gittik ödedik.. falan filan. mayısa böyle girdik yani.. bir de annemin bütün gün tv de izlediklerinden sonra mektubu teslim eden postacıdan kendisini dolandıracağını sanarak korkup görevini yapmak isteyen memurun uzattığı teslim alan kağıdına imza atmamasını, postacınında ceza makbuzunu mecburiyetten muhtara bırakışını da anlatmam gerek ya iyice uzayacak konu..
gelelim yarım saat önceye.. evde sıkılıp dışarı atmıştım kendimi 21.30 gibi.. ilçe merkezinde bulunan bir okulun dışında gündüz öğrenci servis araçlarının beklemesi için yapılmış yere aracımı parkedip çaybahçesine oturmuş çayımı söylemiş ve sözlüğe atmıştım kendimi.. yarım saat 45 dakika oturduktan sonra eve dönmeye krar verip aracıma doğru seyirtmişken birde ne göreyim. ben parkettiğimde dolu olan sırada hiç bir araba kalmamış benim araba tek başına kabak gibi duruyor.. arkasındada bir trafik polisi aracı tepe lambaları açık iki tane memur araçtan inmiş biri eli belinde etrafı kesiyor diğeri polis aracının bagajına bir şey koymuş onunla uğraşıyor.. hassktr dedim yine mi ceza ya.. babam bu sefer kesin ağzıma sıçacak diye düşünerek yavaştan ama kalbim göğsümde değilde başka bir yerimde atıyor şekilde yürüdüm yanlarına kadar.. yanlarına geldiğimde tüm kibarlığımla sesimdeki titremeyi kesemeyerek kısık bir ses tonuyla eli belinde etrafı kesen memura iyi akşamlar memur bey diyebildim ne yapmaya çalıştığımızı anlamaya çalışarak bir süre birbirimizi süzdükten sonra "noldu?" dedi.. ben cevap veremedim.. cebimden çıkardım kontağı ve kapı kilitlerini açmak için düğmeye bastım.. araba senin mi dedi evet dedim.. çıkacak mısın dedi evet dedim.. o arabasına bindi geri çekti bende arabama bindim emniyet kemerimi taktım. yoluma gittim..
o bagajın üstünde bir şeylerle uğraşan polis ne mi yapıyordu? ne yapıyordu bilmiyorum ama inşallah o elindeki tabletten plakaya ceza yazmıyordu.. çünkü ben arabaya binerkenki yüzünde gördüğüm pis sırıtışı hiç sevmedim memur bey.. haberin olsun yani..
neyse yinede allahım tüm kolluk kuvvetlerini korusun inşallah. amin.