--kimin eli kimin cebinde hiç belli değildir. öncelikle buna çok dikkat edilir. piyasada bu işin uzmanları (yapımcıları) boldur.
--reyting kaygısı adı altında seyirciye yedirilir bu senaryolar. gündelik yaşama benziyormuşcasına düzenleme yapılması elzemdir.
--cast ajanslarında bol miktarda mevcut mankenden bozma çakma oyuncular ve ilave olarak 2-3 tane yeşilçam köhnesi montajlanır.
--tiyatro kökenli sanatçılara büyük önem verilir. çünkü diziyi onlar götürür aslında. diğerleri boy gösterir.
--dizi başına 60 binlik 70 binlik starlar da bol bol öpüşüp sevişip yiyiştimi al sana süper dizi.
--sevgili milletimizce de afiyetle izlenir.
en iğrenç senaryolar üretilir ilk önce. ısıtılıp ısıtılıp değişik dizilerde değişik versiyonlarla seyirciye servis yapılır.
ha şimdi diyeceksiniz ki türkiye de hiç mi güzel işler olmuyor. oluyor tabi canım olmaz mı ?
çok kıymetli halkımız tenezzül edipte seyrederse olmaz olur mu ? olur olur bu kadar da ümitsiz olmayın ve sektörün hakkını yemeyelim.
--o kadar çok ekmek yiyen insan var ki bu söktörde onların hatırına fazla konuşmayalım.
--oturup ailecek seyredilecek o kadar az dizi var ki memleketmizde bize de boşuna konuşmak düşer.
--yayın hakkı yapım şirketlerine ait olan diziler. --aç-- orta doğu ülkelerine iyi paralara pazarlanır.
aslında ---pembe dizi--- nin anavatanı latin amerika ülkelerinde bile gitse bizim diziler yok satar.
hepimiz seyre dalarız, millet seyreder öküz gibi kimse de tepki göstermez.
sonra bunun adına da ---sanat--- denir.