ekonomik kriz

entry157 galeri ses1
    59.
  1. 2009 yılında olan şey zannedilir değildir. Gezegenimiz tarihinde ilk defa böyle bir refah periyodunun içinde. 4. sanayi devrimi, fizyon santralleri ve 5G ile birlikte bu daha da fazla hissedilecek.

    Kriz denilen şey kifayetsiz türdeşlerimizin iş bulamamasından ve bu kifayetsiz türdeşlerimizin yoğun olduğu ülkelerin de üretimsizlikten küresel yapıya eklemlenememesinden kaynaklı bir tükenme hali var.

    General Elecktrics adlı şirket kendi hisselerini açıktan satın almaya başlamıştı bir ara. Bu ne demektir? Bakın bizim şu kadar paramız var fakat bu parayla ne yapacağımızı bilmiyoruz yatırımcılarımız, alın şu paranızı geri, verin benim hissemi ne yaparsanız yapın bu parayla demektir. Keza Apple'ın nakit kaynağı 200 milyar doların üstünde. Niye bu kadar para biriktirsinler, salaklar mı bu adamlar? Çünkü ar-ge yapacak, kafasını çalıştıracak adam bulamıyorlar. Keza microsoft da aynı sebepten yerinde sayıyor. insan kaynağı bulamıyorlar.

    Onlar insan kaynağı bulamazken gezegenimizde işsizlik oranları da giderek artmakta, özellikle gençlerde. Biri adam bulamıyor öbürü iş bulamıyor? Bu işte bir terslik var gibi görünebilir fakat yok. O işsiz denen kişiler bu kifayetsiz insanlardır. Bu insanlar özellikle makineleşmede ilerlemiş avrupa ve amerika ülkelerinden artık iş bulamıyorlar. Kendisiyle birlikte ilk okula başlamış komşusu milyoner olurken kendisinin yemek fişi bekleyen bir işsiz olduğunu görmesi onu depresyona sürüklüyor. Hayatın bu acı cilvesi pek yakında orta ve düşük gelir grubunda olan ülkeleri de vuracak.

    Yunanistan'da sözde kurtulma planları yapılmıştı. Hiç aldırış etmeyin. Yunanistan'ın silinen onlarca milyar euro borcu bir işe yaramayacak. Çünkü dediğim gibi sorun kaynak ve refah sorunu değil. Artık makineleşme ve bilişsel ilerlemeyle birlikte kifayetsiz insana ihtiyaç kalmadığı bir dönemde yaşıyoruz.

    Bir diğer ekonomik kriz gibi görünüp aslında hiç öyle olmayan şey türkiye gibi orta gelir ülkelerindeki hızlı borçlanma ki türkiye'nin durumu aslında nispeten iyidir çünkü borcun ülke gsyh'ye oranı hala kritik %50 sınırının altında ve türkiye genç bir nüfusa sahip. Neyse konuya dönelim, deniliyor ki bu ülkelerin tasarruf oranı çok düşük ve hızla borçlanan kesimleri var. Amerikan banliyölerini, amerikan tüketim kültürünü izleyerek büyümüş bir nesilden başka ne beklenirdi ki? Biraz psikoloji bilen biri türkiye'de 30 yıl amerikan filmleri izleyen neslin tasarrufunun çok düşük olacağını, kredi borçlarından batarken bile takı alacağını, bankada 10 bin doları dahi yokken son model spor arabalardan konuşacağını ve bunların sonucunda da toprakları dahil herşeyini satan nesiller geleceğini bu nesillerin hızla borçlanacağını bilirdi.

    Türkiye'de asgari ücret 1300 lira, işverene kişinin maliyeti 2000 lira, eline net 1300 lira geçen ortalama asgari ücretlinin aylık masrafı 1400 lira. 2000 lira 700 dolar demektir ki bu bazı ab ülkelerindeki asgari işçi maliyetinden bile fazla. Türkiye böyle büyüyebilir mi? Tabii ki zor, ekonomi pek iyi durumda değil ama ben şimdilik mikroya odaklanacağım. 1300 lira alan adam 1400 lira harcıyorsa, her ay 100 lira borçlanıyor demektir bu.
    2 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük