ana caddeden a$ağı doğru yürüyordum, 2-1 lik yenilginin acısını kalbimde, alex'in attığı kafa golünü götümde hissediyordum. hafif ba$ım dönüyordu, neden bilmiyordum. kenardaki mütevazı dürümcülerden birine oturdum, 0.75 kuru$a tavuk götünden yapılmı$ dürümümü bekliyordum.
o anda gördüm onu. tavuk döneri özensiz bir biçimde kesiyordu, hareketleri dünyadan tiksinircesine sevinç doluydu, bakı$ları vücudumu delip geçecekti, beni cansız bir varlık kadar önemsiyordu.
- adın ne lan keraneci, dedim.
+ götüne giren yarrak, sana ne lan tarrak, dedi.
göt olmu$tum, sustum ve dürümümü yedim. az sonra i$i bitince yanıma geldi, özür dileceğini sanmı$tım.
+ özür dileyeceğimi sandın değil mi, tam aksine biraz daha laf sokmaya gelmi$tim, ancak mazlum halini görünce pipim sızladı, acıdım. güzel mi bari?
- güzel güzel, eline sağlık.
bir anda elektriklendik, tam öpü$meye ba$layacaktık ki burası türkiye amuna koyayım diyerekten vazgeçtik, anar$ist komünizm'i tartı$maya, diyalektik materyalizm'i yorumlamaya çalı$tık. o anda 'sen kendini kızlara a$ık ediyorsun oğlum' dedim, büyülendi, umut sarıkaya tespitleri gibi gördü tespitimi, etkilendi. halbuki kafası benden daha çok çalı$ıyordu, az önce yaptığı gibi ümüğümü sıkabilirdi.
1001. entry'mi hediye ettiğim yazardır. 1000'i hediye edemedik, umarım affeder.
daha çok entry girmesini, sözlük formatına ısınmasını beklediğim duygusal yazar, bir ba$ka karde$im.
yaladım.