SEN GiT!!!
bir izahı yok,
camıma bir sevgili gövdesi gibi çarpıp duran bu küstah yağmurunun.
hastalıklı bir bünyeden kapmışsın aşkı,mütemadiyen.
ellerin fazla titrek
gözlerinde delik deşik edilmiş bir hüznün kurumuş
kan tozları .
ve soluğun darmadağınık " seni seviyorum" bile derken
sahte bir masumiyet katmış yalnızlık,lanetli yüzüne
ve gün gelirde saklamaya gerek duyarsan lanetini,
telaşlı bir tenha var yüreğimin çıkmaz bir sokağında.
gözyaşlarınla ıslat,
ayakkabılarınla çamurlansın,
pervasızca savur o siyah kabanını ama...
ama ne olursun
parmakizin olmasın melankolik kaldırımlarımda
anne karnında
okyanus metinleri bile okuyabilen bir bebek kadar
zekiyken sen
zehir zemberek bir cehaleti ezberletmiş bu hastalık yüreğine.
o yüzden bu imla ve mana hataları
dilinde bana olan sevda cümlelerinde...
gözün aydın aşk!..
iyi halt ettin!..
sevgilinin karanlığının kanı bulaştı gözlerime
gözlerimi nereye çevirsem,Tanrı orada şimdi...
sır saklamakta ne kadar da acizmişsin!!!
aşk koca bir yalan sevgili
kılıfını, bir çocuğun ağızdolusu gülüşünde diktirebilen.
aşk, Garnı da ninemin evinden mezarlığa giden yolda,
korkak gözyaşlarımın toprak ile imtihanı...
yutkunamadığım aslında,
dualar ile sarılmış bir baba lokması
sen yaraladın
ve yine sendin başucumda salya sümük bir ağıt ile sevdanın inkarı.
yaramdan öpme sevgili
acının terlettigi ellerimi tutma!
çoktan çürümüş o hüznünü çek yüreğimden.
çünkü
bir annenin dudaklarıdır yanlız, ilac
ve bir babanın öğüdünde -elinin tersine bağımlı- ...
sen git!..
mütemadiyen ben ruhumu kanıma biraz daha düşüreceğim
hipokratın ayaklarına dolanır artık bu yaranın tedavisi
korkarım
ben her öldüğümde sana benzeyeceğim.......................
FIRAT DUrSUN
(firat-ül lügat)