133.
-
Baksana hâline ey talib, ne kadar acınacak durumdasın! Kendini koynuna bırakacağın uçurumlardan bile mahrumsun.
Elin kolun bağlı. Bilincin. Belleğin. Başkalarına muhtaçsın, sana kim olduğunu hatırlatacak başkalarına... her halukârda insana...
Senin Hira'n dağın zirvesinde değil ey talib, uçurumun dibinde.
Çarşıda.
Kalabalıkların arasında.
Keşf u ıttıla mı istiyorsun, duymakla olmaz bir de göreyim mi diyorsun, önce Cebrail'i çağırmak zorundasın, Hakkın cebrini...
Bu çağa... çağına...
Tenezzül etmeli ki yanına inmeli, mağarana gelmeli. Lâkin önce seni yalnız bulmalı. Yalnız ve kimsesiz ve çaresiz.
Hira'da kalabalıklara yer yok ey talib, mağaranda tek başına kalmalısın!
Unutma, Cebrail'den önce ferdiyetin hakkını vermelisin! Hürriyetin.