vantage point

entry33 galeri
    3.
  1. güzel ve farklı gözüken ama yine ve malesef hollywood klişesi olmaktan öteye gidemeyecek bir sona imza atmış film.

    --spoiler--

    "kardeşim bu amerikalılar ne melek insanlarmış böyle, bir karıncayı bile incitmeye çekinen insanları var. taa başkanından en altta sıradan bir zencisine kadar. zenci menci deyip geçmeyin (ya da afro amerikan diyelim ehehe) haa. amerikanın havasını teneffüs etmişse melek olması yeterlidir" gibi bir mesajı adapte etmeye çalışıyor film.

    operasyonun beyni olan adam olabildiğince kötü yapılmaya çalışılmış. önüne geleni öldürüyor. arkadaşlarını bu yola başkoyduğu yoldaşlarını bile şahit olmaması için yok ediyor. yani -eeee siz türkler nasıl diyorsunuz?- tam bir orospu çocuğu * resmedilmiş. amma velakin bu kadar cana kıyamakta beis görmeyen adamımızın, bir veledi ezmemek için bu tür atraksiyonlara girebileceğine kargalar bile güler. eğer muro bu adamı görseydi diyeceği laf şu olurdu. "nalet olsun senin bu içindeki çocuk sevgisine!" niye filmi böyle bağlamaya çalışmışlar ki. saçma sapan bir durum olmuş.

    ben zaten seyrederken o çocuk sahnesine bile yeterince ifrit olmuştum. "ne ulan bir amerikalının içindeki çocuk sevgisin göstermek için senaryoya kıytırıktan bir anneli çocuklu sahne eklemişler" izlenimi uyandırdığı için de o çocuğu her görüşümde "gebersin(!) de kurtulalım" dedim. tabi filmlerde çocukların asla ölmemesi gerçeğinden haberdar olduğum için filmin içine edebileceğini de aklıma getirmiştim. neticede de o veled-i zinanın yaptığı aşırı mallıklar ile filmin içine edildi.

    nasıl edildi bakalım. içinde yüksek çocuk sevgisi bulunan amerikalı eli kameralı adamımız, yavrucağı içinde çocuk sevgisi o kadar da fazla olmayan ispanyol bir polise teslim etmekle ondan kurtulduğunu sanarak yanılmıştı. polisin elinden nasıl ve niye kaçtığını anlayamadığımız gereksiz varlık anna da mallığın zirvelerine tırmanarak, yol ortasında arabaların geldiğini görünce yürümeyi değil de durmayı tercih ediyor. (gerçi niye yola çıktı orası da muallakta. kaldırımdan yürüsene be çocuk!) bir de bekliyor ki birisi 50 m uzaktan koşarak gelsin de onu kurtarsın. neticede de öyle oluyor. saatte 90:takribi km hızla kayan ambulansın önünden çocuğu "yürüyerek" çeken adamı görüyoruz. yahu öyle yürüyerek kaçılabiliyorsa eğer kayarak gelen arabadan, o mal çocuk da öyle yapsaydı ya donup bekleyeceğine!

    bu sonu hazmedemedim arkadaş ben. zaten amerikan başkanı ölmedi diye deli oldum. adamlar amerika başkanını rehin olarak alıp ne yapacaklardı da öldürmediler orasını da bi söyleseydiniz keşke. jack shephard abimizi o tarafta gördüğümüzden mi nedir teröristerle karşı bir sempati beslediğimi de itiraf etmeliyim.

    ha bir de çok kolay yakalandı başkan. tek adam, tak tak vurdu herkesi. kurtlar vadisi pusu'da kızdığımız sahnelere benzer şeyler oldu. üstelik ispanya'daki her esmer insan, -ki muhtemelen faslı olan- ihanette rol oynadı. resepsiyonistinden kameramanına, berboyundan polisine kadar. "insanlar amerikalı değilse, asla güvenilmezdir ve içlerinde her daim ihaneti veya terörizmi barındırır. güvenmeyin ulan bunlara" alt mesajı çıkardım ben.


    --spoiler--

    ah ah ne güzeldi oysa film. 11 14 ile bile kıyaslarım belki demiştim başlarda.
    4 ...