daha bir haftamız dolmadı, o bana alışık değil ben ona. sıfırdan anlatıyorum:
kafesini önceden hazırlayın.
pet shop'tan kuşu alıp, ''kafesi de bu olsun beraber çıksın aradan'' demeyin.
kuşu kafesine koyup eve kadar getirirseniz korku ikonuna dönüşür kafes de. kafes evi gibi olmalı.
kafesini alıp evde rüzgar almayan direkt ışığın veya soğuğun vurmadığı uyumlu bir yüksekliğe yerleştirin.
yeri sabit olacak ona göre iyi karar verin.
sonra kuşu aldığınız kutu veya yerden çıkartın sakinleştirin ve kafesinin açık ağzına bırakın, kendiliğinden girerse girsin, girmezse uçsun rahat olun,sonunda girer.
kafesin ağzı olabildiğince açık kalsın, ancak bunu 1-2 gün kafesine alışma süreci ardından başlatın. yeminin suyunun yerini tamı tamına bildiğinden emin olmak için. ardından açın gitsin.
hah pavlov diyorduk:
benim kuş kafasını her çevirdiğinde, bir yana öbür yana baktığında ''çocuk'' ''çocuk'' diye seslendim. ama her en ufak hareketinde.
sonra bu acaba alakalı mı diye beni denemeye başladı, devam ettim.
sonra bu odanın içinde benim görmeyeceğim yere saklandı, göremediğimden söylemedim, yürüyüp görebileceğim yere geldi yine her baş hareketinde seslenerek devam ettim.
şimdi eve geldiğimde uyuyor olsa bile ''çocuk'' dediğimde dönüp bakıyor:)