dışardan gelenler bilmez kırıkkalenin değerini. fabrikaları, rafinerisi, silah fabrikaları olmasına rağmen neden bu kadar medeniyetten uzak kaldığını anlamakta zorluk çekerler. ankaraya bu kadar yakınken neden bu kadar geri kalmış bir il olduğunu anlayamazlar. lakin gerçek farklıdır ankaranın gölgesinde kalmıştır memleketim. ankarada siyaset yapanlar hep ihmal etmiştir kırıkkaleyi. kırıkkale ye yatırım yapılmamıştır. neden yapılsın ki diye düşünmüşlerdir. 75 kilometre ötesinde ankara vardır. vatandaş işini bir saatlik bir yolculuktan sonra ankarada da halleder denmiştir.
şairin ankara için "ankarayı sevmeyene bir zulümdür bu kadar insanın neden ankarayı bu kadar sevdiğini anlamadan ankarada yaşamak" dediği gibi kırıkkaleyi sevmeyene de zulümdür bu kadar insanın neden kırıkkaleyi bu kadar sevdiğini anlamadan kırıkkalede yaşamak.
çocukluğuma tanıklık etmiştir kırıkkale. çamurlu yollarda oynadığım futbol maçlarına, dedemin arkasından gözümden süzülen gözyaşlarıma, ilk aşklarıma, ilk kaybedişlerime,ilk cigarama şahit olmuştur. yıllarca ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim kırıkkalem. lise için kırıkkaleden ayrıldığımda ne annemden ne babamdan ayrılışım koymuştur, kırıkkale özlemiydi en çok içimi acıtan.
tek dezavantajı vardır kırıkkalenin küçük memlekettir. herkes birbirini tanır. çarşıda sigara içsem mutlaka babamın haberi olurdu, ya da batak oynamak için hangi kahveye girsem babamın kulağına mutlaka giderdi. akşam 5 oldumu ben de kabalı mekanlarda kalmayı tercih ederdim. zira mke nin iş bitimi vaktidir. ve mutlaka babamın arkadaşlarından biriyle bir şekilde karşılaşmamak için 5-6 arası dışarda görünmemeye çalışırdım. kırıkkale yi anlatmaya sözlük yetmez. kısacası bir sevdadır benim için kırıkkale.