dün bir film izledim.
hani şu aşıkların kavuşamadığı trajedilerden...
zorunlu ayrılığımızın 2. ayındayız. trajediler fena dokunur oldu bana. biliyorum birkaç ay sonra belgeseller bile dokunmaya başlayacak. biliyorum çünkü bu ilk zorunlu ayrılığımız değil.
film bittikten sonra yalnızlık başladı yeniden.. keşke dedim, yanımda olsaydın. yanımda olsaydın ve boğazıma yumruk gibi inen darbeleri hafifletmek için dudaklarını kullansaydın.
dün sabaha karşı, işler biraz daha zorlaştı benim için... sensiz uyku belki ilk kez bu kadar battı sırtıma.. birbirimize sımsıkı sarılıp deliksiz uyuduğumuz günleri özledim.. inan bana ölüm bile olsa sonunda; yine de yatarım o uykuya..
ve dün bir söz verdim sana, kendime ve hayata;
bu ayrılık ne kadar uzun sürerse sürsün ben hep burda seni bekliyor olucam. uyku sonrası huysuzluklarını dindirip kahvaltıda sana pijamalı hıyar tabağı vermek için daima hazır ve nazır..
geleceğim ister o kalın kitaplarda yazılan ütopik cennet dünyası olsun; isterse kendi ellerimizle yarattığımız cehennem.. zorunlu ayrılıkların olmadığı, "birlikte" bir gelecek bana yeter.