mesela sen christine lagarde´ la bi öğlen yemeğine çıksan, onun sende aradığı şey mutlaka cüzdanındaki para meblası olmayacaktır. iki tane adam gibi espri arar, mesela...şişko, zayıf, balık etli olduğun bile önemli diildir.
prenses viktoria; kendi tebaasından adamla evlendi, iki de çocuğu var. yani demek ki her kadın başka şey arıyomuş, eğer kendi seviyesinde şahıs arasaydı, o daniel´le hayatta evlenmezdi. ben yale´i dereceyle bitirmiş hemen hemen aksansız ingilizce konuşan bi prenses olacağım ve zikindirik bi spor öğretmeniyle evleneceğim.
bi türk kadını açısından böyle bir şey düşünülemeyecek olsa bile, böyle birşey gene de mümlündür.
ben chrristine lagarde´la bi röpüortajı izlemişttim, benim onun yaşlarında bi yaşlıca arkadaşım var, alman, o da bekar, christine de bekar, dedim bu kadını sana yapalım falan...sonra vazcaymıştım.
christine acayip ,insanı korkutacak kadar somut kafalı bir kadınmış çünkü.
sonuçta; kadınına göre değişir. siz inanmazsınız ama bu dünyada paraya doymuş kadınlar da var. masaya bilmemne marka araba anahtarı koyduğun zaman, vay öküz vay, diyip, kusura bakmayın şimdi hatırladım benim bi randevum daha var, size iyi eğlenceler, diyip masadan kalkacak kadın çok, bu dünyada...
hele batı avrupa´ da...
o yüzden türkiye´deki kadınlarla ilgili erkeklerde oluşmuş olan önyargıyı, desteklemem mümkün dii.
bu entry´i yazarken farkettim ki ben bu lagarde a hayranmışım abi. ama o ne temiz fransızcadır, o ne kültürdür...o kadın bi erkekle buluştuğunda erkekler korkup kaçmıştır herhalde...ulan benim gibi bi öküzün böyle bi kadının yanında ne işi var, diye düşünmüşlerdir herhalde.
