16-17 yaşlarındaki hemen hemen her türk genci gibi amatör kümede futbol oynadığım dönemde çok ağır bir antreman dönüşü yorgunluktan bitkin vaziyette son bir can ile koşar adım sırtımda çanta eve doğru seyirtirken eski yedikule infaz amirliği civarında polislerin benden kıllanmaları sonucu durdurmaları ve "nereye gidiyon la koşa koşa sırtında çanta" sualinin hemen akabinde "ne var çantada" sorusu üzerine bitkinlikten gelen rahatlama ile espri yapma amaçlı "ne olacak abi bomba var zaman ayarlı yetiştirmeye çalışıyorum" cevabı vermem ve polislerin renginin değişmesi can hıraş şekilde bir tanesinin çantayı sırtımdan alması diğerininde kollarımdan yakalaması sonucu çantanın açılması ve içerisinden kesif bir ter yağmur karışımı sonucu oluşan koku bombasının çıkması polislerin küfürleri ve kafama patlattıkları tokatın akabinde sittirrreelaaaaa nidaları eşliğinde kovalamaları ama benim hala işi şebekliğe vurup "söyledik abi bomba var diye açmayacaktınız o çantayı" diyerek kaçmam güzel bir anımdır. tabii yediğim tokat güzel değildi ama gençken pek koymamıştı.
neden çıktığı çıkartanlar hariç bilinmeyen 50-60-70 şerli gruplar halinde ettiğimiz kavgalar neticesinde gene yedikule infaz başta olmak üzere samatya çınar karakolunda biten bir kaç olayda vardır ki onları anlatmayayım fazla. zira derin yaralar açabilir genç bünyelerde *
gezi parkı direnişi sırasında önce polisler ile kovalamaç oynayıp bize biber gazı atmaları coplar ile saldırmaları aradan zaman geçip taraflar yorulunca resmen mola verip ellerde gözlere sürülen limon ile karşılıklı çay içilmesi gibi mevzular da vardır. tabiki bu hayatının baharında hayatları ellerinden çalınan çocuklar olmadan önce idi. sonrası malum zaten oralarda yaşananları evde g.tlerinin altında minder annelerinin getirdiği çay poğaça eşliğinde buralarda estirenler bilemez..