anaokulu öğrencisiydim. 23 nisan kutlamaları için bütün okullar şehir stadyumuna götürülüyordu, büyük sınıflar bando takımı olarak gidiyordu biz de arkadan yürüyorduk falan filan. benim annem bizi izlemeye biraz geç gelmiş, diğer velilerin olduğu bölümden izleyememiş yani. neyse, mevzular bitti, dağılacağız. baktım herkesin annesi tek tek gelip alıyo çocuğunu, annesi gelmeyene de öğretmen gidip soruyo "yavrum annen nerde" falan filan. benimki ortalarda yok. tedirgin tedirgin bekliyorum. hayatım boyunca tedirgin oldum zaten.
öğretmenimiz bana hiç sormadı, oğlum annen nerede, sen ne bok yiyeceksin diye. o gün çocuklara bile sosyal statülerine göre ayrımcılık yapıldığını anladım, bu ayrıntıyı da vermek istiyorum. o yaşımda ben siklenmediğimi anladım, ailem biraz paralı olsaydı ya da ne bileyim babam kamyoncu değil de memur olsaydı o gün anneme teslim edileceğimi biliyordum. o öğretmenden de hala nefret ederim.
neyse, baktım beni sikleyen yok, çıktım dışarı başladım bağıra bağıra ağlamaya. iki tane polis geldi hemen yanıma ama onlar gelince bende film iyice koptu zaten. ulan zannediyorum ki annem beni asla bulamayacak, hayatımın geri kalanını kimsesizler yurdunda geçireceğim. çünkü polis gelince otomatikman iş ciddiye binmiş gibi bir algı oluşuyo, yaş altı.
aradan beş dakika geçti annem geldi. hiçbir şey olmamış gibi eve gittik. biraz hayal kırıklığına uğramadım desem yalan olur yalnız, en azından bi karakol yapsak iyiydi.