akhisar

entry87 galeri video1
    57.
  1. Bisikletin çarpmadığı insanın olmadığı yerdir.

    Erik ağaçlarına çocukluk arkadaşımın tırmanıp, arakladığı erikleri bana attığı, tozlu çay yollarında bisiklet sürdüğüm, sokaklarında delicesine koşup dizlerimin paramparça olduğu, suyunu içip ekmeğini yediğim yerdir.

    Kaynaklar Akhisar'ın tarihinin, MÖ 3000'li yıllarda iskitler ile birlikte akınlar gerçekleştiren Amazonlar'ın bir kolu Lidya'ya kadar uzandığını yazıyor.

    Akhisar M.Ö. 24 yılında büyük bir deprem ve ardından gel sel sonucu yıkılana kadar, Amazon komutanlarından Thyateira'nnn adıyla anılmaktaydı.

    Belki de bu yüzden, hala Akhisar çukuru deyimi kullanılmaktadır.
    Gerçekten dingiller'e çıkıp akhisar'a baktığınızda bir çukur görmektesiniz.

    Thyateira kuruluşundan sonra Helen Rumları tarafından Pelopia, Polonya, Ohipko, Semiramis gibi isimlerle anıldı.

    Akhisar, cumhuriyete kadar bilinen tarih boyunca Hititler, Akadlar, Lidyalılar, Roma imparatorluğu, Bizans imparatorluğu, Saruhanlılar ve Osmanlı imparatorluğu'nun yönetiminde kalmıştır.

    Lidyalılar döneminde önemli bir konuma sahip olan Akhisar, Senatosuyla, kalabalık ve zengin nüfusuyla dönemin en önemli şehirleri arasında yer almıştır.

    Adının kökeni, Bizans imparatoru I. Konstantin tarafından Gölmarmara'ya sürülen Tyeder'in, Akhisar'a beyaz taşlardan bir kale inşa ettirmesine dayanır.

    Bu kalenin inşasının ardından, şehirin ismi Beyaz Kale anlamına gelen Aspro Kastro oldu.
    Şehir, 1307 yılında Saruhanoğulları Beyliği hakimiyetine girince Akhisar adını almıştır.

    Akhisar'ın I. Dünya Savaşı öncesi nüfusu yaklaşık 12.000 kişidir ve bu nüfusun yaklaşık %75'ini Türkler oluştururken geri kalan %25'lik dilimin büyük çoğunluğu Rumlar ve Ermeniler oluşturdu.
    Kimileri hristiyan nüfusun %50'yi bulduğunu iddia etmektedir.
    Ki, doğduğum mahalleye hala kırbağlar dendiği düşünülürse, hiç yabana atılacak iddia olmadığı açıktır.

    Özellikle 1. dünya savaşı sonrası şehre gelen balkan muhacirleri, bağları söküp tütün tarlaları açmışlardır.

    Bağımsızlık savaşı sırasında yunan işgali yaşayan akhisar, k. tahir'in yorgun savaşçı romanında geniş ve tartışmalı olarak yer alır.

    1984'e kadar türkiye'nin ürettiği tütünün yarıdan çoğunu, Akhisar üretirdi.
    Belki de bu yüzden, Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı adlı romanından uyarlanan ve TRT1'de Zeliş adıyla 1970''lerde yayınlanan dizi, Akhisar'da hala unutulmamıştır.

    Ne ilginçtir, Akhisar'ı anlatan Acı lokma romanını ve akhisarlı olan yazarını bilen yoktur.

    Toplumsal yaşama bakıldığında, Akhisar'da yerli denilen kesimin yok olduğu görülür.
    Bugün akhisar, göçmenler sayesinde var olmuştur dendiğinde, kimse itiraz edememektedir.
    KIsacası, toplumsal Yapı kozmopolittir.

    Zaten en ünlü akhisarlının kibariye olması, bunun açık örneğidir.

    Akhisar, küçük türkiye'dir.

    Şehrin ekonomisi tütünün yok edilişinden sonra, tarımda zeytine ve yine göçmen bir aile olan Keskinoğlu'nun tavukçuluk, yumurtacılık ve yem üretimi ile ihracatına bağlı yaşamaktadır.

    Akhisar, keskinoğlu yanında ramiz köfte ile de marka yaratmış ender ve ilginç bir şehirdir.

    ilginç bir diğer yanı da, hiçbir kahvehanesinde veya çay ocağında kötü çay içemezsiniz.

    Çok keskelalaka olmuş demezseniz, agası boldur.
    Uyuşturucu, fecaat yaygındır ve kumar felaket oynanır. Göç kültüründen mi ne, hala anlayamadım...

    Çalakalem yazdım, affola akhisar.

    Ne olursa olsun, seviyorum seni.
    4 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük