parkinson hastası bi müşterim var. 4 yıldır tanıyorum kendisini. bu kredi evrakları için yazılması gereken yazılar var. imzayı zor atan birine eziyet olacaktı. dedim mühür parmak izi kullanalım.
hastalığından girdik sohbete. sabahtan kalma acı çayı içerken sordum senin bi kızın vardı hastaydı para yatırıyodun ona (bana bi şey olursa güvencesi olsun diye aydan aya 100 tl yatırıyordu) bahri amca napıyo nasıl şimdi?
öldü dedi. ne zaman dedim. Bugün 167. gün dedi.
epilepsiymiş kızı. kriz geçirmiş evde. 6yıl önce de oğlunu kaybetmiş epilepsiden.
çok severdi beni dedi. her akşam ona bi şeyler alırdım bakkaldan masanın üstüne koyardım. şimdi mezarına bakıyorum evden görünüyor dedi. nerde dedim evden elli metre anca uzakta, köyün mezarı uzaktı elvermedi içim, fındık bahçesine gömdük dedi.
bahri amcaya baktım. mührü basarken yardım ettim, ellerinin soğuklukluğunu hissettim. koca elleriyle gözünün yaşını silmeye çalışmasına baktım. hiçbir şey yapamadım. bazı insanların sınavı ne ağır dedim boğazımdaki yumru büyürken..