Filmi önce gerçeğe sadakat sonra da sanatsal olarak değerlendiriyorum.
Gerçeğe sadakat konusunda bir boyutta sınıfta kaldı, diğer boyutta geçer not aldı. Ortalaması vasat. Öncelikle herkesin tahmin ettiği hitler'in intiharı ve yakılması olayı doğru değil. Yakılma işini kim uydurdu hala anlamıyorum da intihar eden dublörünün Stalin'in ifadesine göre hitler'den 10 cm fazlası var. Stalin'e gönder ceseti biz de görelim diyorlar, Stalin neyi göndereyim herif 10 santim uzun diyor. ikinci boyutu ss subaylarındaki ileri derecede hipnozun yol açtığı sadakat, aynı sadakat goebbels'de de var. Burda kilit doğru nokta bu sadakatın hipnozdan kaynaklı olduğu, insani bir sadakatın çok ötesinde olduğu.
Sanatsal açıdan bir başyapıt, hitler'i oynayan aktör döktürmüş, yaverini oynayan delikanlı ve başbakan goebbels rolündeki oyuncu da üstün bir oyunculuk sergilemiş. Gerçek hayatta hitler'e sürekli yakın olan insanlar yaydığı yoğun gama dalgalarından ötürü hipnozlanırlardı. Bu hipnoz öyle bir hipnoz ki goebbels çocuklarını öldürtür führerinin yolunda gitmek için, emir subayı o an istese canını verecek.
O 1.95m boyundaki biyolojik açıdan bakarsak her boyutta hitler'den üstün adam nasıl da bu noktaya gelir, mimiklerinde her anıyla vermiş o etkiyi.
goebbels'i oynayan aktör yine son derece etkili elit bir eğitimden geçmiş, soylular arasında, hükümetin başında, hitler'in kara kutusu, istese orduyu arkasına alarak hitler'e diklenebilecek tek isim. Fakat sürekli olarak yanında olması onu öyle bir etkiler ki o kadar trajedinin arasında bir kez gözleri yaşarır başbakanın, hitler berlin'i terk et dediğinde gözleri yaşarır. Teorik olarak kendisinde var olması gereken bütün güçlere rağmen ancak bir köpek bu kadar sadık olabilir birine. Evet aradığım kelime bu, goebbels'i oynayan aktör bir insanı değil bir köpeği oynamış ve bunu da çok başarılı yapmış.
Hitler'i oynayan oyuncunun yükü çok büyüktü, son derece başarılı olmasına rağmen oynadığı karakter için sadece "normal" sıfatını yakıştırıyorum.