ben bu oyunda ağaçtan çalıya oradan ağaca götüm götüm ilerlerken yamyamlar tarafından görülme korkusunu seviyorum.
sonra bunlar tarafından görülünce koşup kabilelerine haber vermelerini görüyorum.
daha sonra, fark edilen kamp evimin alternatifini yaptığımda geri döndüğümde o ilk evimin etrafına uyarı gibi uçaktan düşenlerin kol bacaklarını çaktıklarını görüyorum.
gece zaten korku tavan yapıyor da, ben bu oyunda ağacın üzerine kurduğum kulübemin altına toplandıklarını ve ağacı ateşe vererek beni çıkartmak yakalamak istediklerini gördüm ya kimse ''yapay zeka yok'' demesin aga.
kaçıncı versiyondaysanız güncelleyin derim.
konu yok denmiş, afedersiniz de nah yok, öyle need for speed'deki gibi yerde mavi bir holograma girip görev almayı mı bekliyorsunuz aq bildiğin survival senaryosu var. konu şimdilik şu bende:
uçakta bulunan yolcuların listesini buldum. onları tek tek bulucaz. kuzeye kadar gittim bir teknede intihar etmiş adamı buldum.
orada farklı bir tür kabile daha var, kül yeşili renkteler. bildiğin yerli değil canavar gibiler.
normal yerliler aslında bizimle değil onlardan korkuyor. sınırlarına ondan kol bacak dikiyor. iki kabilenin de mutatif ultra canavarı var.
birinin 8 bacağı var sesi kulaklarımda adamı altına sıçırıyor atlarken.
öbürünün de 8 kolu var ama daha o kadar yaklaşmak nasip olmadı neyim var neyim yok yıktı. onu da şöyle yapıyorlar, zincirlerle gezdiriyorlar 6 kişi, işaret ettiklerini yıkıyor 8 kollu.
ayağıma yakaladığım tavşanlardan yaptığım kürk çizme ile daha kuzeye gidiyorum, donmamak için ateş yakıp duruyorum, fark edilir diye aklım çıkıyor ışık yansımalarını bile anlıyorlar.
nasıl yapay zeka yok aq.
kulübenin penceresini meydana bakacak şekilde kurup bekle bakalım noluyor, ya da gece ateş yak pencerede.
neyse kuzeye gittim orada dağda donmuş çadır ekibini buldum onlardan bilgi edindim.
güneyde öbür yerlilerin yakaladığı kazazedeleri teniz topları ile beraber nasıl parçaladıklarını gördüm, olm inan o sahneyi ve o an başlayan gerilim müziğini duymalısınız, ''gelin lan amk canımı mı alıcaksınız gelin diye sağa sola tenis topu fırlatıyordum meftaların üzerinden alıp alıp o derece. he sonra tepelerin üzerinden yürüye yürüye geldi tabi ekip. ben paket.
uyandığımda ayağımdan asılı bir mağaradaydım.
taa ilk çıktığından beri oynadım, adamlar ''elimizde şöyle bir şey var, bir yandan geliştirirken faydalanın'' diye kallavi bir open map sunmuş, etmeyin eylemeyin.