Ben izmir'i; uzun lepiska saçlı, donuk mavi gözlü bir genç kızın sevilişinden bilirim.
Ben izmir'i; bir delikanlının ilk gençlik hayalleriyle bu şehre ayak basışından, denize karşı cebindeki son parayla aldığı şarabı içişinden bilirim.
Sigarasını tüttürüşünden sonra hınçla ayaklarının altında ezişinden bilirim.
Ben izmir'i; izmir'e kilometrelerde uzak bir şehirde, bir kadının kalp kırıklığından, sessizce ağlayaşından bilirim.
Ne denizini ne sokaklarını ne de güzel kızlarını bilirim.
Ve biliyorum ki; izmir'i sevmek için geç unutmak içinse erken...