ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2632 galeri video4
    1962.
  1. Bu yazı gerçekten öylesine yazılmış olup, okuyana bi bok katmaz. şimdiden belirteyim. biraz da uzun onu da hesap edin yani.

    tavana bakıp hayal kurarken -imkanın olsa (eskilerden) kiminle evlenmek istersin- diye sordum kendime. hızlıca jüri üyeliğini üstlendiğim bir güzellik yarışması düzenledim. ama öyle sadece fiziki güzellik tek şart değil. Bütün huylarıyla ele alıp birinciyi seçeyim dedim. hayalin sonu işte bu! olacaktı.

    önce eski sevgililerimi ve özelliklerini hatırlamaya çalıştım.

    p- bu ilk aklı başında sevdiğim kızdı. takdir edersiniz ki yeri ayrı. p kısa boylu hafif tombul gözleri çukur içinde gibi gözükse de tombul yanaklarıyla güzel bi kızdı. bazen boş kağıda içinden geçenleri öyle bi yazardı ki okurken gözlerim dolardı. 17 yaşındaydık belki ama o 30 yaşındaki biri kadar olgun ve oturaklı biriydi.

    f- f tipik bi Karadeniz kızıydı. yani hafif kumral, yeşil gözlü içlerinden en güzeli buydu diyebilirim. p den kalma enkazı kaldırdığı gibi neşeli ve cıvıl cıvıl oluşu beni tekrar hayata bağladı. saf ve gülmeyi seven biriydi. az kahrımı da çekmedi değil. Ayrıca ilk öpüştüğüm kızdı.

    h- p den sonra en uzun ilişki yaşadığım kız buydu. bizim buralardan değildi. yarım yamalak Türkçesine rağmen çok tartışıp kavga ederdik. ilk sarılıp yattığım kişi olarak bu da yazısız tarihimde yerini aldı. Ayrıca bonus saçları ve eşşek gözleri beni benden alırdı.

    f- hayatıma giren bu 2. f içlerinden en sadık, en fedakâr ve uysal kız olarak çıktı. çok güzel yemek yapardı. Evimin anahtarı ondaydı izinli günümde marketten bir şeyler alır, hırsız gibi sessiz sedasız eve girer mutfakta hem kahvaltı hem de akşam yemeğimi hazırlardı. akabinde öperek uyandırıp karnımı doyurur evden kovar temizliği yapınca geri çağırırdı. Bu kızın bu fedakarlığı bana hep tuhaf gelmiştir.

    n- yanında kendim olabildiğim tek kişi bu kızdı. Bakın kendim olabilmek derken asla ama asla bir sınır çizmezdim kendime. -şunu yaparsam acaba ne düşünür- diye sordurtmadı bana. o da öyleydi. özgürce geçinip giderdik.

    ve son olarak

    d- ilişkim 6 ay sürdü ama gece başına düşünme sayısı yukarıdakilerin hepsini geçer. tam da aynı pencereden bakıyorduk hayata. gözlemci oluşu, zamanın naylon kızların olmayışı beni büyülerdi. aynı kitapta aynı yer dikkatimizi çekiyordu. bizi buluşturan da buydu. yüzü manzara gibiydi. karşısına otursam saatlerce hiç gözümü kapatmadan bakacağım şekilde dizayn edilmişti. Bu güzelliğe sadece 1 kere sarılabildim. her güzel şey gibi bu da çabuk bitti.

    ee şimdi bunların arasından seçimi neye göre yapacaktım? bi erkeğin kalbine giden yok midesinden geçer diye düşünecek olursak 2. f yi seçip yarışmayı bitirirdim. böyle olmaz. hayalin sınırlarını genişlettim.

    eve geldiğimde kapıyı açan d olmalı,
    gece yatağa girdiğimde yanımda olan n olmalı,
    mutfağa girdiğimde ocakta 2. f olmalı,
    nikah masasında gözlerinin içine bakıp evet diyeceğim kişi h olmalı,
    (iyi bir anne olacağına inandığım için) doğum hanenin kapısında baba olmayı beklerken, içeride doğum yapan p olmalı,
    emsalsiz güzelliğe sahip olan 1. f yi hep gelinlik ile görmek istiyordum. birgün damatlık giyersem en çok onun yanına yakıştırırdım kendimi.

    sonuç itibariyle Bukalemun gibi birini hayal edip saçmaladım. Fakat eski anılarımı hatırlatıp mutlu etmesi bile yetti bana.
    7 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük