puslukita ve arkadaşı oturmaktadır. telefonu elinden bir an bile düşürmeyen arkadaşın telefonu şarjdadır ve arkadaş inanılmaz derecede boşlukta hissetmekte, evi keşfe çıkmaktadır. evi keşfetmeyi bitirip puslukitanın yanına dönen arkadaş ayda yılda bir sohbet etmek istemekte, puslukita ise nadiren eline aldığı laptopu bırakmadan sohbeti devam ettirmektedir. bunu anlayan arkadaş ''puslukita kalk şunun başından da ortalığı toparlayalım, arka fona da bir müzik ayarlayıver'' der. arkadaşından ilk kez bu teklifi alan puslukita zafer naraları atarak dans etmekte, timsah yürüyüşü yaparak evi turlamaktadır. o esnada annesinden mesaj alan puslukita, mesaj yazarken şarkıyı da açmaya çabalar. şarkı açma işlemini başarıyla tamamlayan kahramanımız sesin kısık olduğunu fark edip sesi açmaya çalışır fakat ses açılmaz. tuşa tekrar basar, basar, basar... gelin görün ki ses hala aynı seviyededir. bu duruma sinirlenen puslukita, annesine yazacaklarını yüksek sesle söyleyip, laptopa olan sevgisini annesine olan mesajında dile getirir. daha sonra sesi tekrar açmaya çalışan puslukita açmayı yine, yeni ve yeniden beceremez. yüzüncü denemeden sonra telefonun ses açma tuşuna basarak laptoptaki şarkının sesini açmaya çalıştığını fark eden puslukita, ikinci sinir krizini geçirir. tam sakinleştim derken annesinden ''sana mesaj atacağım sms e yazık'' temalı mesaj gelir. annesine yazdığı mesajı okuma şerefine nail olan puslukita, haline bir gülüp bir ağlamakta, en başından beri onu izleyen sinsi arkadaşı ise kahkahalara boğulmaktadır...