Koltuğa yayıldıktan sonra Almanya-San Marino maçına denk geldim. Sigara küllerimi yanıma aldığım bardağa çırptım. Alman Panzerleri her zamanki gibi maça hızlı başlamıştı. Sağlı-sollu ataklar yapan Panzerler, ayağa ve uzun paslarla rakip kaleyi abluka altına almayı başarmıştı. San Marino çaresizdi. Sahadaki futbolcuların dizlerinin titremesi bir mecaz değildi artık. Ve sağ kanattan gelen ortaya yükselen Alman forvet, topu kafa vuruşuyla rakip ağlara gönderiyordu. Henüz üçüncü dakikada maç 1-0 olmuştu. Sonra maç yeniden başladı. Topu yeniden almanlar kazandı. Orta sahanın sol köşesinde topu kontrol edemeyen Alman sol bek, topu San Marinolu rakibine kaptırmıştı. Kontra atağa çıkan San Marino takımı, sağ çaprazdan araya atılan topla buluşan forvetin topu filelerle buluşturması ile durumu 1-1’e getirmişti. Şoktaydım. Almanlar şoktaydı. Signal iduna Park’taki taraftarlar şoktaydı. Dünya şoktaydı. Maçı izlemek için gelen 5 adet biletli San Marino taraftarı ise adeta sevinçten havalara uçuyordu. Sonra maç yeniden başladı. Ortada geçen dört dakikanın ardından San Marino bir gol daha atarak skoru 2-1’e getirmişti. Bu sefer Almanlar titriyordu. Alman teknik direktör hemen bir oyuncu değişikliği yaptı. Golden on iki dakika sonra San Marino, maçı 3-1’e getiren golü atmıştı. ilk yarı bu skorla sonuçlandı.
