geçen gün sokaklarını arşınladım yine. caddesinde yürürken karşımızdan bir çift geldi fırt diye geçti. ben şaşkın, ben dumur, ben kafamda deli sorularla dönüp arkalarından baktım. kadın siyah çarşaflı bir hatun idi. bunun şaşılacak nesi var şimdi diyeceksin biliyorum. yanındaki siyah fötr şapkalı siyah kıyafetli erkekle bir arada görünce bir an kendimi israil sokaklarında sandım. bir an sürdü bu sanı ama harbi öyle gibi hissettim. bu ne böyle deyip döndüm arkalarından baktım. ben ki insanların özeline pek dikkat etmem ama bu kör gözüme parmak şiddetinde geldiği için baktım ve dedim ki arkadaşıma; ne kadar da yahudiye benzemişler değil mi? az biraz israil vatandaşı hakkında görsel bilgi sahibi olan bir diğer insanın vereceği cevabı verdi tam da; yahudiye benzemişler ikisi bir arada.
kuşadasında iki yahudi benzeri siyah kıyafetli insanın yanında dikkatimi çeken başka birşey daha oldu.
esnafın hali.
eskiden aynı esnaf yerli turistin yüzüne bakmaz, baksa da şimdi ki kadar anlayışlı, yardımsever olmazdı. bu ne kibarlık, bu ne yardımseverlik, bu ne başarılı esnaflık böyle dedim. dedim arkadaşıma şimdi biz bu esnafın haline üzülelim miii, sevinelim mi? eskiden yüzümüze bakmazdınız şimdi iyi mi haliniz diyesim geldi.
özetle bu yaz kuşadasına gelecekseniz eğer esnaf çok esnek haberiniz olsun. o kazıkçı halinden eser yok şimdi.
her şerde bir hayır her hayırda bir şer vardır diyen doğru demiş.