"idealizm" adı ile bir felsefe ekolünün oluşmasına kaynak görevini yapmış ve sanki uydurma olduğunun belli olması için dilimize tercüme edilirken "mefkûre" kelimesi uydurulmuş ve her tarafa yayılmış. Şu halde temenni bir ümmiyye beslemek, bir mefkûre kurmak demek olur. idealistler bütün gerçeklerin aslının "benlik" de olduğunu varsaydıkları için, nefsin istek ve arzusunu her gerçeğin temel taşı gibi görmek isterler.
Bu yüzden hayatta başarılı olmuş büyük adamları hep idealci (idealist) kabul ederler. Bununla ulûhiyyet ve nübüvvet meselesini de çözdüklerine inanarak peygamberi bir ideal kurmuş, bir müddet programını yapmakla uğraşmış, sonra da peygamberlik davasıyla ortaya atılmış bir idealist gibi göstermek isterler. Fakat Kur'ân özellikle bu âyetle anlatıyor ki, peygamberlik bir arzu bir temenni işi değildir.
O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor; Kur'ân sadece bir vahiydir, ancak vahyolunur." (Necm, 53/3-4)
âyetiyle anlatılan peygambere temenni yakışmaz, çünkü vahiy tamamen hakkın emridir. Ümniyye'ye ise şeytan karışır. Başkaları şöyle dursun peygamber bile, insanlık gereği temennide bulunduğu vakit şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırır. Ümniyye (temenni) ise, heves ve hayal ile isabetsizlikten kurtulamaz.
Demek ki peygamberlerin ismeti (masum olmaları) kesinlik ifade eden vahiy yönüyledir, yoksa ictihadıyla hareket ettiği zaman hata yapması mümkündür. Bunun üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheleri giderir. Sonra da Allah âyetlerini tahkîm eder, muhkemleştirir. Hiçbir şekilde red edilmesi söz konusu olmayacak, hata ihtimali bulunmayacak bir tarzda kuvvetleştirir
ayetlere şeytanın karıştığı şüpheleri Salman Rüşdi gibi kalplerinde hastalık bulunanlarla kalpleri kaskatı kesilmiş bulunanlara bir mihnet ve bir azab vesilesi yapmak içindir. Çünkü bunlar hep kuruntulara kapılır ve temenniler peşinde dolaşırlar. "Gerçekten o zalimler haktan uzak, derin bir ayrılık içindedir." Araları o kadar açıktır ki, birleşip uzlaşmayı kabul etmez. Her biri başka bir kuruntu ile haktan uzaklaşmış şiddetli bir düşmanlık ve tam bir ayrılık içindedirler.
kaynak: Elmalılı M. Hamdi YAZIR, Kur'an-ı Kerim Tefsiri