ilk kez metroda gördüm. Karşı tarafta tıpkı benim gibi metroya binecekti. içim nasıl kaynamıştı bir bilse… Ona, belli etmeden diğer kapıya ilerledim aynı vagona binelim diye. Metro geldi, bindik. Yanyana oturamadık ama kalabalığın arasından onu görebileceğim bir yer buldum kendime. Durmadan onu izledim, başını kaldırıp bana bakmasını bekledim ancak bir türlü telefondan kaldırmadı başını. Benden bir durak önce indi, ben de arkasından baktım. Ne olduğunu ben bile anlamadım. Adını bilmiyordum, sesini bilmiyordum. Sadece bir saniyelik göz teması içimde kelebekleri uçuruyordu. Bir gün arkadaşlarla kafede otururken, yanımdaki sandalyeye oturdu. Herkese selam verdin, bana da. Beynimdeki damarlar şişmişti sanki. Arkadaşımın arkadaşı olduğunu anlamam yaklaşık beş dakikamı aldı. Fark etti mi bilmiyorum ama, saatlerce onu izledim. Sesini duyuyordum, adını da biliyordum artık. Telefonu çaldı, kalkmam gerek dedi. Herkese hoşça kalın derken, gözü bir anda bana kaydı. “Seni daha önce gördüm mü?” diye sordu. Ancak ben “Sanırım hayır.” diye karşılık verdim. Kaşlarını havaya kaldırıp tebessüm etti ve sonra gitti. işte sonra sevgili olduk ilk sevgili ama şimdi degiliz..