Korkmak ve çekinmek arasında ciddi fark vardır bu durumda. Çekinenlerden biriside benimdir. Toplum içinde hiçbir statü sahibi olamamış, sönük, arkadaş çevresi olmayan, delikanlılığını cebindeki bıçağa, elindeki tesbihe borçlu olan o kadar çomar var ki, bunların kaybedecek hiçbir şeyleri yok, aileleri bile "ölsede kurtulsak."diye düşünüyor bunlar hakkında. Eğitimsizler ve yine söylüyorum kaybedecek hiçbir şeyleri yok! Ölüp gitseler arkalarından ağlayacak eş, dost, akrabaya sahip değiller.
Hal böyleyken, bunlar yolda hayatlarında ulaşamayacakları statüdeki kızlara laf atarak, beyefendi gördükleri insanlara sataşarak kendi egolarını tatmin etme çabası içerisindeler. Kendilerinin kaybedecek bir şeyleri olmadığı için, birilerine bir şeyler kaybettirmek onlar için bir zevk haline gelmiş. Delikanlılıktan atıp tutarken karşısındaki kişiyle yumruk yumruğa delikanlı biçimde kavga edecek kaliteye sahip değiller. işte bu yüzden, kavga etmekten daima çekiniyorum. Yokluğumda üzülecek bir ailem, dostlarım var ve kısmetse sahip olmak için çalıştığım parlak bir geleceğim var. Bu yüzden, hapishanede geçirdiği zamanı delikanlılık seviyesiyle orantılayan, cebinde bıçak-silah taşımadan rahat edemeyen tiplerle kavga etmekten daima çekinirim. Vadenin dolduğu yerde temiz temiz ölmek varken, bir kekonun/ayyaşın/müptezelin silahından çıkan kurşunla, bıçağının ucuyla ölmeyi düşünmüyorum. Size tavsiyem siz de düşünmeyin, gereksiz yere kavga dövüşten kaçının. Baktınız artık işler öyle bir noktaya gelmişki kavgadan başka çare yok, ilk vuran daima siz olun.
Korkaklıktan, korkaklığa kılıf aramaktan dem vuran arkadaşlar buraya tıklayarak yukarıdaki entry'e örnek olabilecek olayı inceleyebilirler. Adı her neyse, korkaklık veya başka bir şey. Tırnak makası dahi taşımayan birisi olarak, bıçaklı birisinin bir anlık çılgınlığına meze olmaktan çekinmek, ömür boyu sakat kalmaktan korkmak korkaklıksa, evet bunun adı korkaklık.