kulaklarımın bekaretini bozarcasına bağırmanı istiyorum bebeğim; iç donu giyen bi herifin nasıl sevgilisi olabilir ulan? bağırdın şimdi beni dinle. bırak bi kolumu, bi çekiştirme dinle bi. adı üstünde be, iç donu, dışarıdan görünmüyo. misal en son paris hilton istanbul'a geldi yarışmada jüri olmak içün, dikkat ettim elbisesi paso sol ayağını kapatıyor, hiç görmedik o sol ayağı. halı sahada iki numara küçük kramponla maç yapıp ayak baş parmağının tırnağı morarmış da onu gizliyor olamaz mı bu lipton karısı? her şey dışarıdan göründüğü gibi miymiş? yahut paris hilton göbecik atarken ağzı sulanarak, saçı ağararak, dişi sarararak izleyen güneri civaoğlu'nun karizmasına karizma katan smokininin altında battal tabir edilen pazen don olmadığını kim ispat edebilir bana? açıp da baktın mı? gidip de dönen olmuş mu? rakı içen ölüyor da su içen ölmüyor mu?
her an bir kadın tarafından bir bar tuvaletine kapatılıp sevişme ihtimali bulunan yazar kardeşime sesleniyorum, tedarikli olacaksın arkadaşım. bir doğu avrupa barında sırbistan karadağ uyruklu bi karı kapattı seni helaya, sakso çekmek üzere pantulunu indirdi misal. nasıl açıklayacaksın yarvum elvadım o iç donunu? törkiş prezervatif mi diyeceksin, dede yadigarı mı, ney? velhasılı kelam, çuval çuval tezek yediren eylemdir, tanımı da böylece aradan çıkaralım.
yaşamadığım hadise olmasa anlatmam sana, dinle. 10 senedir zerrece virüsün girmediği vücuduma öyle virüsler bulaşmış ki o dönem, kulaklarımdan çıplak karıların olduğu pop up pencereleri çıkıyor, efendime söyleyeyim, yemyeşil sıçmaya başlamışım bokun üstünde green card başvurunuz kabul edildi falan yazıyor, o derece hastayım. iyice üşütmeyelim deyu ne akla hizmetse iç donu giydik, aynı güne sevgilinin eve ilk teşrif buyuruşları tekabül eyledi. kız ilk kez gelmiş eve, yırtık pijamalarınla arz-ı endam edemiyorsun, boxer-çorap ikilisiyle de takılamıyorsun. mecbur kot, takım, şalvar, kispet, sokakta ne giydiysen aynen o şekilsin. aha benim üstümde de kot vardı. bacaklarımı uzatmışım kıza doğru muhabbet eylerken, kotu şöyle bir çekiştirdi kız, o sünen lastikli şeyin kot kumaşı ya da insan derisi olmadığını fark ettiğinde soruya gevelemeyle karşılık aldı:
- ay içindeki ne?
- gabalalulalemelazım..
- ehihi ay içine bişey mi giydin?
- gabalalulalemelazım..
anaaam. suratıma o utancınan kırmızının çeşitli tonları hakim oldu. bir iblis kadar kırmızıydım bebeğim. karı da düştüğüm utanç çukurundan beni çekip çıkarmak içün "ben de külotlu çorap giyiyorum canım nolcak ki?" diyo yazık. argümana gel. eee? hayatım ben teneke hunimi taktım cumaya gidiyorum desem, "tamam canım, ben de su faturasını yatırıyım" mı diyecek, ne alaka? şişşişkıkkıkkıkkık (gayet boktan bi espri yaptığını bilmesine rağmen gülsün diye yanındakini dürten adam efekti)
gün olur da türk insanı mars'a ayak basarsa, o astronot kıyafetinin altına iç donu giyecektir. inanıyorum buna, tüm içtenliğimle. tüm iç terliğimle. tüm iç donluğumla.