o ayar başka ayara benzemez. feci yüz kızartır.
sene 2003. özel bir turnuva. rakiplerimden biriyle maçım oldukça erken bitmişti. boş bi masada maçın değerlendirmesini yaparken, ufak tefek bi kız çocuğu çıktı geldi. hamleleri tekrarlarken. o taş öyle gitmezkiii dedi. gülümsedim, hamleleri yeni öğrenmiş heralde diye düşündüm. gel dedim hadi bi maç yapalım vaktin varsa.
tamam dedi, oturdu sandelyeye. çok şeker görünüyordu. ayakları daha yere deymiyordu. hamle yapmak için sandalyeden kalkması gerekiyordu. öyle şeker sen düşün.
taşların hareketlerini biliyo musun dedim. biraz kötüce bakıp evet dedi ve açılışını yaptı *
kaç yaşındasın bakiim dedim hafif küçümseyerek. 9 dedi hırsla.
öyle böyle derken oyun ortasında merkezde bir tek piyonumu sabitleyemedim. götürdü hepsini.
bi an boğulduğumu hissettim. nerden atak versem nafile..
e kaybettim haliyle. maçın sonunda gülümsedi elimi sıktı.
"güzel oyundu. ama çok çalışman lazım. açılışları tekrar etmelisin!" dedi döndü gitti.
itiraf: ayar'ın kralını yedim.
not: güleni yakarım. küçümsediğim ufaklık bayanlar türkiye birincisiymiş meğer. hem daha sonra resmi maçta süreyle de olsa yendim ben onu. bi daha ufaklıkları küçümsersem iki olsun...