şırıl şırıl "bir" evrim "nisan" şiiri.. saka gibi..
rüzgarın savurduğu poşetlerden söz edelim seninle
yılanın kumda bıraktığı alfabeden
bir çocukla süt arasındaki ilişkiden
dilenciye allah rızası için para veren bir ateistten söz edelim
verilmiş sadakası olsun
yağmurun belleğinden söz edelim bulutlar toplanınca
newton'un bir ağaçta yerçekimine rastlamasından
ki ademle havva da aynı ağaçtan değişik sonuçlar çıkarmışlardı
aşkla yaklaşıp düşlerle uzaklaşmalardan söz edelim
sözlerden söz edelim belki uzun belki kısa
ama anlamlarının kesintisizliğinden
burada olmak zorunda değiliz başka coğrafyalar
başka iklimler hatta dünyalardan...
her dünyaya bir bakış açılır sonsuz bekleyişte
gecelerden söz edelim biz kapanan bakışlardan
olmayanlardan söz edelim buna rağmen ölmeyenlerden
dişlerin vücutta gezişi gibi yine adem ile havva
yani yine yasak elmalardan söz edelim golden olanlardan
sözün dönüp dolaşıp gelip ayni kapıyı çaldığı
ve kim o demeyen seslerden söz edelim
üzerini çizdiğimiz karaladığımız hatta
güvenlik gerekçesiyle yırttığımız dizelerden söz edelim
yoo! yasak değil! utanmayalım aşktan söz edelim
tamam tamam baştan beri bundan söz edelim her cümlenin gizlisinde
bira şişesinde keman çalan aşktan söz edelim
cumartesiyi pazara bağlayan geceden gecenin içindeyken
sessizliğin dudak sesleriyle bombalandığı
mumun kendini neden yaktığını bilmediği geceden
jean luc goddard'ın çektiği bir filmde dublör olduğumuzdan
yoksa kim sarışın anılarına kilometreleri ekler ki bir otobüsün
yalnızlık kokan penceresinden? halının altına süpürdüğün yaşamından söz edelim
sonra siyahı daha yoğun beyaz bir resim olarak çıkardığın
sözleri nasıl da bir bıçakla kesiyor gözler kısılıyor ses
gece bitecek bitecek gece gece bitecek
cemal süreya'dan söz edelim gecenin kısalığı hakkında
şiirdir yalnız başladığı gibi biter son satırında
