tanrı neden pedofiliye izin verir

entry39 galeri
    8.
  1. Peki, o halde Allah bu kötülerin cezasını neden vermemektedir ve zulme uğrayıp öldürülen masumun ne günahı vardır?

    işte bu sorunun cevabı; bizim ilahi adalet anlayışını anlamaya çalışırken; zaman kavramını, faniliği ve ebediyeti gerçekten ne kadar idrak ettiğimizi ve bilincimize yerleştirerek bunlarla düşünmeyi başardığımızı da ortaya çıkaracaktır. Çünkü inanan bir insan bilir ki; yeryüzünde tabiri caizse Allah’ın adaletinden yüzde biri hüküm sürmekte, doksan dokuz adaletiyse ahirette işlemek üzere beklemektedir. Zalimler; mahlukata yaptıkları zulmün cezasını; ahirette üstelik burada çekip ödeyeceklerinden çok daha çetin ve dehşetli bir şekilde ödeyecektir. Hatta, islam kültüründe aktarılan bir çok rivayet; dünya hayatında çok kötü bazı insanların yaptıkları kötülüklerin cezasını görmemelerinin nedeni olarak; Allah’ın bu kulları sevmediği için onlara bu dünyada hiç cezalarından bir şey çektirmediği, çünkü bunun ahiretteki cezalarını hafifleteceği; bu nedenle tüm dehşetiyle bedeli orada ödemeleri için onları oraya sakladığı şeklindedir.

    - Eğer; Peygamberimizin (asv), dünya hayatını; bir ağacın altında birkaç saat gölgelenip yoluna devam edecek olan bir yolcunun geçirdiği vakte (Tirmîzî, Zühd, 44.) benzettiğini hatırlayacak olursak; işte sadece o birkaç saat için zulmedenin zulmünün cezasını görmemesi, yahut masum bir yolcunun sadece o kısacık süre içinde geçici bir acıya maruz kalmasının; bunun karşılığında onların ebedi sürecek hayatlarında kazanacakları mükafat yahut cezayla kıyaslandığında, adaletin yerine gelmesi anlamında insanın razı olacağı bir durum olduğu anlaşılacaktır.

    Şu kısa, fani dünya hayatında çekilen sıkıntıların ve acıların, örneğin masum bir çocuğun yok yere gördüğü zulmün karşılığında; bu zulmün ebediyette sürecek cezasını da bu mağduriyetin kefaretini de bizzat Allah ödeyecektir.Ve belki de o masum yavrunun çektiği geçici sıkıntılar yüzünden Allah’ın ona hiçbir şey yapmasına gerek kalmadan ebediyette bağışlayacağı ilahi lütuflara boğulmuş hayat; bizim gibi o çocuğun yaşadığı sıkıntıyı çekmemiş çok daha rahat ve konforlu yaşamış olanların bir ömür boyu itaat ve ibadetle kazanmaya çalıştığı ebedi karşılıktan/mertebe ve dereceden daha yüksek olacaktır.

    Gerçek şudur ki, Allah yarattığı hiçbir mahlukun hakkını zayi etmez. Ve bir Müslümanın eline diken battığında buna mukabil sırf canı yandığı için Allah’ın bunun ya günahına kefaret yahut sevap olarak hanesine işlediğini müjdeleyen hadisi de hatırlarsak; elbette Allah, bu dünya hayatında sıkıntı çekmesine müsaade ettiği kullarının kefaretini de kendisi ödeyecektir. Ve o ebedi hayatımızın sonsuza kadar nasıl süreceğinin belirleneceği o gün geldiğinde; hiç şüphe yok ki kimsenin hakkı kimseye geçmeyecek; zerre kadar iyilik ya da kötülük de zayi edilmeyecektir.

    Dünya hayatı imtihan alanı olduğu için; Allah insanların kötülük ve zulümde bulunmalarına izin vermektedir. Savaşlar, tecavüzler, katillikler gibi yukarıdaki örnek de; Allah’ın insanların cüzi iradesine müdahale etmediği için gerçekleşmesine izin verdiği, ancak kötülükte bulunanlara çok ağır bir şekilde bedelini ödeteceği ve mağdur olanlara da razı olacakları ebedi karşılığı vereceği bir durumdur.

    Şiddet gören masum yavrunun, yaşadığı bu zulüm, hayatının ileriki safhalarındaki bir çok günahlarına kefaret olabilecektir. Ve manen, yaşadığı bu mağduriyetten dolayı Allah onun dünya hayatındaki iyilikleriyle kötülükleri; ondan çok da rahat koşullarda yaşayanların aynı iyilik ve kötülükleri gibi değerlendirmeyecek, onun psikolojisi ve yaşadıkları göz önüne alınarak; belki ahirette hesap günü geldiğinde “Ben ne yaptım da bu kadar büyük mükafata ve yüksek derecelere layık görüldüm.” diye şaşıracağı lütuflara dönüştürülerek karşılığı verilecektir. Elbette şu kısa hayatta daha çileli bir hayat sürüp; ebediyette sonsuza kadar sürecek bir hayatta büyük lütuflara nail olmak; yaşanan mağduriyetin kefareti olacaktır. Unutulmamalıdır ki, tüm bu söylediklerimiz; yaşadığı mağduriyetin perdesi arkasına saklanıp başkalarının duygularını suistimal etmeyen, geçmişte yaşadığı sıkıntılarını gelecekte başkalarına zulme dönüştürmeyen ve iyi bir insan olarak yaşamını sürdürmeye çalışanlar için geçerli olacaktır.

    http://m.sorularlaislamiyet.com/index.php?oku=179843
    2 ...