Zengin çocuğu gibi sadece beslenme anlarında değil de, her eylem gerçekleştirildiğinde istem dışı kendini belli eden, zengin çocuğu kadar popüleritesi olmayan fakat onun kadar dikkatli gözleri kendine çeken ilkokul öğrencisidir.
küçük yerleşim yerlerinde genelde fazla ilkokul olmadığından zengin çocuğu da aynı yerde fakiri de aynı yerde okumaktadır. ilkokul birinci sınıfta bu çocukları silgilerinden ayırt edebilirsiniz. Herkeste kokulu, renkli silgiler varken bu çocuğun öyle bir lüksü yoktur, bildiğimiz klasik yeşil silgi ve boylamasına kesitinden beyaz bir şerit geçmektedir. Ebeveyninin ne zorluklarla okuttuğunu bildiği için o sırada silgiye bile gözü gibi bakar, ortasını kalemle deler ve beyaz bir iple boynuna asar. Silme ihtiyacı olduğunda boynundan çıkarıp sildiği gibi önlüğünün cebine koyar. Parası gibi korur sözünü kullanamayacağım çünkü cebine pek para girmediği için onu sahiplenmek nedir bilemez fakat sanırsınız ki o silgi 3. gözü. Yine sınıf arkadaşları ders sonunda ödevlerini kokulu barbieli, action-man'li not defterlerine yazarken bu başrol oyuncumuz verilen ödevleri ders defterinin arka kısmına not alırdı. Defter büyük ihtimalle kullanılmış bir defter olurdu abisinin bir sene öncesinden kalan defteri, bir gazeteyle kaplanmış ve son yazdığı yer kapın içinde kalmıştır. ilk başta sıfır defterden farksızdır. Defterini elinize alınca bu sınıfın en fakirlerinden diyebilirsiniz, herkesin defterinde ataç varken baş rolde ataç yoktur, kıvır kıvır olmuştur yaprak uçları. Zengin çocuklarının aksine mal kıymetini iyi bilir teneffüslerde sırasının üzerinde herhangi bir şey bırakmaz. çantasını ayarlı bir şekilde koyup, her şeyini içine koyar. Teneffüs aralarında arkadaşları kendi çapında futbol oynamaya çalıştıkları halde fakir, kendisi gibi arkadaşlarıyla boş bir kola kutusu bulup ( sınıfın zengin çocuğunun içtiği kola kutusu) biranda sihirli güçleriyle onu mikasa futbol topuna çevirerek sesten öteye gitmeyen bir tekmeleme oyununu oynarlar, eve gittiklerinde azar yeme kıvamına gelirler, çünkü onların spor, kundura, convers gibi ayakkabıları yoktur. Her yere giymek için tek ayakkabıları vardır. Teneke kutuya vurdukça burnunu siz düşünün artık.
Yeni hevesle çoğunluğa ailesi Johann faber kalem alırken, bu başrolümüz de sarı-siyah çizgili fatih 5 mercanlı tepesinde adi pembe silgisi olan kalem mevcuttur. Ucu kütleştiğinde atacaksın o kalemi açmaya gelmez, dikkatli bakarsanız yarısı sağlam ağaçtandır yarısı koyu renkli çürük ağaçtandır. Ama bu çocuk o kalemi bile öyle özenle açar ki hiçbir yerini boşa götürmez. Hatta abartıp kalemi çöp kutusuna değil de kendi poşetine bile açabilir.( akşam evde talaş niyetine kullanmak için). ileriki sınıflara geldiğinde artık çıtçıtlı kalem zamanıdır, arkadaşları rotring ve türevleri kalemlerle açılışı yaparken bu elemanımız atlas tek kullanımlık çıtçıtlı kalemle açılışı yapar. Yeşil, kırmızı, mavi renklere sahip olan bu kalemlerin üst kısmı ısırılmaya mahkumdur, yeşil silgiler atlas kalemlerin tepesinde de karşımıza çıkar, tükürükle beraber erimeye yüz tutar o yeşil silgiler. Şahsen denedim ilk aldığımda hiç silmiyordu, kurşun kalemi yaymaktan öteye gitmiyordu.
Genelde kafaları 3 ayda bir 3 numara kestirilir ya da evdeki büyüklerden birisi keser evdeki büyükler keserse ne ala o zaman tarz değildi fakat şimdi kırpık kırpık kestirmek ( ara makas) modaymış. Sınıfın fırlamaları her daim bu çocuğun o dığlak saçıyla oynayıp şaplak vururlar. Dikkatli bakmadan da kafasındaki yarık izleri görülebilir. Büyük ihtimalle yaşıtları bilye oynarken, bu kendi arkadaş çevresiyle çam ağaçlarındaki andızlarla kimi kimi vuracak gibi oyunlar oynuyorlardı. Kombinasyonal bir biçimde herkes birbirinin kafasını yarmıştır. Yaşıtları okula oyuncak araba koleksiyonlarını getirirken, bu çocuklar en fazla bitmiş bir parfüm şişesi bulup onu duvarların üzerinde vııın vııın yapmaktan öteye gidemez( kendimden biliyorum).
Lakin öyle gururludur ki başrolümüz, o malum teneffüs arasında herkesin gözü zengin çocuğunun hamburgerindeyken, kafasını kaldırıp bakmaz bile. Belki o yaşta zenginin malı züğürdün çenesini yorar sözünü bilmez ama ailesinden öyle gördüğü için ağzını açıp bir kelime bile etmez.